Saha içinde ve dışında sonuna kadar dost, cüretkar ve şampiyon: Angela Buxton
ABD’li partneri Althea Gibson’la birlikte Roland-Garros’ta ve Wimbledon’da çift kadınlar şampiyonu olan ve 15 Ağustos’ta hayatını kaybeden toprak kortun efsane isimlerinde İngiliz tenisçi Angela Buxton’ın tenis kariyeri, Gibson ile kurduğu müthiş dostluk ve maruz kaldığı ayrımcılıklar...
Ayşe Ongun, The Guardian’dan çevirdi.
16 Ağustos 1934 tarihinde doğan tenisçi Angela Buxton 14 Ağustos 2020 tarihinde hayatını kaybetti.
85 yaşında ölen İngiliz tenisçi Angela Buxton, Grand Slam çift kadınlar şampiyonundan beklenebilecek türde bir cesur yaradılışa sahipti. Ancak Buxton’ın büyük ebeveynleri 19. yüzyılın sonunda Rusya’dan kaçmıştı. Irk ayrımcılığıyla karşı karşıya kalan Buxton’ın gençken antrenman yaptığı kulüplerdeki üyeliği reddedilmişti, bu yüzden cesur olmaya ihtiyacı vardı.
Bu sebeple 1955 yılının Noel’inde Hindistan’da tanıştıklarında, insanların ABD’li tenisçi Althea Gibson’a karşı davranış biçimi kendisine tanıdık geldi.
Gibson, Amerikan tenisinin en üst seviyesinde oynayan tek siyahi tenisçi olarak karşı karşıya kaldığı zorluklardan o kadar yılmıştı ki Başkan Dwight Eisenhower’ın ofis delegesi, Güneydoğu Asya’daki resmi turun bayrağını göstermek için onu çağırdığında tenisi bırakma noktasına gelmişti. Tesadüfen veya değil, Gibson’ın turdaki partneri sarışın Karol Fageros oldu. Bu durum hakkında gözlemde bulunan Buxton “Harika bir görsel zıtlık oluşturmuşlardı” diyerek soğuk bir şekilde yorumda bulundu.
Angela Buxton: “Arkadaş olmuştuk ve her şeyi birlikte yapıyorduk.”
Hindistan’daki aynı turnuvalarda oynayan Buxton, Gibson’ın vaktinin çoğunu tek başına geçirdiğini fark etti ve onunla arkadaş oldu: “Arkadaş olmuştuk ve her şeyi birlikte yapıyorduk.”
1956 yılının baharında Buxton ve Buxton’ın zamanın tenis toplumunun beyaz üstünlüğünde yer alan başına buyruk tipi ve yeniliklere açık antrenörü Clarence “Jimmy” Jones, Gibson’ın Roland-Garros’un başlamasından hemen önce çift kadınlarda partner bulmakta zorluk yaşadığını gördü. Jones, Gibson’a Buxton ile oynamayı isteyip istemediğini sormayı önerdi. Sonuç kısa ama oldukça başarılı bir çiftler partnerliğinin beklenmedik doğuşu oldu.
Buxton ve Gibson, önce Roland-Garros’u daha sonrasında Wimbledon’ı kazandı. Buxton bu sırada Wimbledon tekler finaline ulaşmış ancak Amerikalı Shirley Fry’a kaybetmişti.
En azından soyunma odasının sınırları içerisinde Buxton’ın davranışları aralarındaki bariyeri azaltmıştı. Atletik yapısı ve maç kazanma huyu onu dünyanın en iyi oyuncusu yapan Gibson, birden rağbet görmeye başlamıştı.
Yılın ilerleyen zamanlarında Buxton el bileğinden sakatlık geçirdi ve 1957’de Amerika’nın önemli tenisçilerinden Darlene Hard, Gibson’ın partneri oldu. Harlemli genç tenisçi Althea Gibson, 1957 yılında Wimbledon tekler şampiyonu olmuş ve aynı başarıyı bir yıl sonra tekrarlamıştı.
Hem kendisi hem de İngiliz tenisi için üzücü bir durum meydana gelmiş, Buxton el bileğinde yaşadığı sakatlığın kronikleşmesinden dolayı 1957 sezonunun sonunda tenisi bırakmak zorunda kalmıştı. Ancak birlikte yazdıkları kitabın yanı sıra Buxton, kortta antrenörü Jones’ın partneri olarak oyunun içinde kalmaya devam etti.
Angela Buxton: “Neden kabul edilmediğimi sordum, ‘Yahudi olduğun için’ yanıtını aldm”
Liverpool’da doğan Angela’nın babası Harry Buxton ve annesi Violet Greenberg Buxton’dı. Babasının sinema zinciri vardı. İkinci Dünya Savaşı bombardımanından kaçmak için Violet oğlunu ve kızını Angela’nın tenis oynamaya başladığı Güney Afrika’ya götürdü. 1946’da geri döndükten sonra Kuzey Galler’deki Llundadno kasabasında bulunan Gloddaeth Hall yatılı okulunda tenis oynamaya devam etti.
Angela’nın ebeveynleri 1947 yılında boşandı. Angela ve annesi Londra’da Hampstead Mahallesi’ndeki Cumberland Kulübü’nün yakınında yaşıyordu.
Kısa süre içinde kulüp antrenörü Bill Blake’in yönetiminde oyununu geliştirdi. Bir süre sonra üyelik için başvurdu ancak kulüp sekreterinden hiçbir geri dönüş almadı. “Neden böyle oldu? Yeterince iyi olmadığım için mi?” diye sordu Buxton. Blake mahcup olmuş bir şekilde yanıt verdi: “Hayır, Yahudi olduğun için.”
Bu yüzden Buxton başka bir kulübe geçti ve Londra Çim Kort Şampiyonası’nın yanı sıra İngiltere Kapalı Kort Tenis Şampiyonaları’nı kazanmaya yetecek kadar kendisini geliştirdi. Ancak bu zaferler onu çok fazla tatmin etmedi. “Rekabetçi turnuvalarını iki kez kazanmak için Cumberland Kulübü’ne geri dönmeye özen gösterdim. Sadece hatalarını yüzlerine vurmak için. Onlar ise bana asla bir bardak çay vermediler.”
Angela Buxton: “Antisemitizm beni daha fazla yalnızlaştırdı”
Angela annesiyle birlikte 1952’de Los Angeles’a gittiğinde, benzer bir dışlanma yaşadı. The Observer Gazetesi’ne konuşan Buxton “Antisemitizm beni daha fazla yalnızlaştırdı. Beni daha fazla azimli, daha fazla mesafeli hale getirmişti. Sonuç olarak sıklıkla tek başınaydım. Farklı bir nedenden ötürü Althea da tek başınaydı. Daha sonrasında bir araya geldik ve herkesi yendik” dedi.
İkili, yıllar boyunca iletişim halinde kaldı ancak ABD’de bulunan Gibson, Buxton’ı 1995 yılında aniden aradığında bir süredir konuşmamışlardı. Telefonun diğer ucunda konuşan Gibson “Angie, bebeğim, daha fazla dayanamayacağım. Kiramı ödemek, yiyecek ve ilaçlarımı almak için hiç param yok” dedi.
Althea Gibson (solda) ve Angela Buxton | Fotoğraf kaynağı: Times of Israel
Gibson, profesyonel olarak golf oynamasına ve New Jersey’nin Spor Komisyonu’na üye olarak atanmasına rağmen 1990’ların başında iki kez anevrizma ve felç geçirdikten sonra hastane faturaları yığıldığı için zor zamanlar geçirmişti ve onu kurtaran Buxton oldu. İlk ricaları pek karşılık görmemesine rağmen, 1996’da Tennis Week Dergisi’nde yayımlanan bir mektup, Gibson’ın yaşadığı zor duruma karşı farkındalığı artırdı ve bağışlar aniden yağmaya başladı, Gibson’ın posta kutusu tıka basa doldu.
İlk başta afallamıştı ancak daha sonra teşekkür etmesi gereken kişinin eski çiftler partneri olduğunu anladı. Gibson’ın sekiz yıl daha rahat yaşamasını sağlayacak yaklaşık bir milyon dolar toplanmıştı.
Buxton 2014 yapımı Althea isimli belgeselin ortak yapımcısı olmasının yanı sıra, yazmaya da başladı. Florida eyaletine bağlı Boca Raton şehrinin yakınlarında kendisine bir ev satın aldı ve Güney Florida boyunca turnuvaların basın odalarının müdavimi haline geldi. Genç oyunculara olan ilgisi asla azalmıyordu.
2019’da Gibson’ın heykelinin açılış töreni için New York’ta düzenlenen Amerika Açık’a katıldı. Çok fazla katkıda bulunduğu ve ona her zaman iyi davranmamış olan spor hayatı boyunca süren bir tutku olmaya devam etti.
1959’da avukat Donald Silk ile evlendi. Çiftin iki oğlu ve bir kızları oldu. Çiftin evliliği boşanmayla sonuçlandı. İki oğlu ölen Angela Buxton kızı Rebecca tarafından yaşatılıyor.