FIFA, 2019 Kadın Futbolu Araştırması’nın sonuçlarını yayımladı: Türkiye, kadın futbol komitesi bulunmayan ve futbol federasyonu yönetim kurulunda kadın üye olmayan 12 ülkeden biri
FIFA, 2019 Kadınlar Dünya Kupası’nın ardından, 2019 Kadın Futbolu Araştırması’nın sonuçlarını kamuoyuyla paylaştı. Raporda, FIFA’ya üye ülkelerde yer alan lisanslı kadın futbolcu, hakem ve antrenör sayılarının yanı sıra ülkelerde kadın futboluna yapılan yatırımlar ve kulüplerde aktif olarak yer alan kadın yöneticiler hakkında önemli veriler yer alıyor. Hacettepe Üniversitesi Spor Bilimleri Fakültesi Araştırma Görevlisi Pınar Öztürk ve FIFA kokartlı Süper Lig eski hakemi Seçim Demirel raporu Alan Savunması’na değerlendirdi.
FIFA Kadınlar Dünya Kupası 2019 geçtiğimiz haftalarda sona erdi. 24 ülkeden 552 sporcunun katıldığı şampiyonayı, başından itibaren turnuvanın en büyük favorisi olarak gösterilen Amerika Birleşik Devletleri kazandı. Bu yıl Fransa’da gerçekleşen turnuva, sportif bir organizasyon olmasının ötesinde kadın futbolcuların görünürlük mücadelesine sunduğu katkı açısından da geçmişte düzenlenen birçok turnuvayı geride bıraktı.
Bunda ABD Kadın Milli Futbol Takımı kaptanı ve aynı zamanda eşcinsel olan Megan Rapinoe’nun katkısı oldukça büyük. Zira ABD’li futbolcu şampiyona süresince sadece herkes tarafından takdir toplayan başarılı performansıyla değil aktivist kimliğiyle de ön plana çıktı. Özellikle Trump’ın ırkçı ve cinsiyetçi politikalar benimsemesi sebebiyle şampiyon olmaları halinde Beyaz Saray’a gitmeyeceğini söyleyerek büyük bir ses getiren oyuncu, bunun yanı sıra kadın ve erkek sporcular arasındaki ücret eşitsizliği ile spordaki cinsiyet eşitsizliğinin giderilmesi için yaptığı çağrılarla da dünya çapında bir farkındalık yarattı.
Kadın futbol departmanlarının liderlik koltuğunda erkekler oturuyor
Megan Rapinoe’nun öncülüğünde sporda cinsiyet eşitsizliği tartışmaları sürerken FIFA, 2019 Kadın Futbolu Araştırmasının sonuçlarını kamuoyuyla paylaştı. Çıkan sonuçlar, sporda özellikle yöneticilik bazında cinsiyet eşitsizliğine dair önemli ipuçları verirken aynı zamanda Rapinoe’nun da haklılığını kanıtlıyor.
Rapora göre, FIFA’ya bağlı 198 futbol federasyonundan 150’si (%76) kadın futboluna dair bir stratejiye sahip. Ancak bu federasyonların sadece 97’sinde kadın futbol departmanı bulunuyor.
Bununla beraber mevcut 198 futbol federasyonunda görev yapan kadın yöneticilerin oranı ise yüzde 9 (36 kadın) olarak açıklandı. Yani 198 futbol federasyonunda toplam 36 kadın yönetici görev yapıyor. Bu da kadın futbol departmanı bulunan federasyonlarda, bu departmanın lider pozisyonlarında oturanların çoğunlukla erkekler olduğu verisini ön plana çıkıyor.
Keza futbol kulüplerini de işin içine dahil ettiğimizde de değişen bir şey olmuyor. Futbol federasyonları ve futbol kulüplerinin yönetim kadrolarında bulunan toplam kadın sayısı 4343. Bu, toplam yönetici sayısının yüzde 28’ini ifade ediyor. Bu kulüplerde, bulundukları departmanın en yetkili kişisi pozisyonunda (başkan, genel sekreter, baş antrenör vs.) olan kadın yöneticilerin sayısı ise 196. Bu da toplam ‘lider’ yönetici sayısının yüzde 25’ini oluşturuyor.
Türkiye, futbol federasyonu yönetim kurulunda kadın üye olmayan 12 ülkeden biri
Türkiye özelinde de durumun çok farklı olduğu söylenemez. Hatta daha kötü bir durumda olduğumuzu da rahatlıkla söyleyebiliriz. Zira rapora göre Türkiye, FIFA’ya bağlı 198 futbol federasyonu arasında kadın futbol komitesi bulunmayan ve futbol federasyonu yönetim kurulunda kadın üye olmayan 12 ülkeden biri. Türkiye Futbol Federasyonu’ndaki mevcut 15 yöneticinin 15’i de erkek.
Federasyon içerisinde kadın futbol komitesi ve kadın yöneticiye yer vermeyen diğer ülkeler ise Azerbaycan, Brezilya, Hollanda, İsviçre, Kape Verde, Katar, Makao, Meksika, Slovakya, Umman ve Vanuatu.
‘’Türkiye’de toplumsal cinsiyet-iktidar ilişkisinden dolayı kadınlar futboldan dışlandı’’
Alan Savunması’na konuşan Hacettepe Üniversitesi Spor Bilimleri Fakültesi Araştırma Görevlisi Pınar Öztürk, bunu, kuruluşundan itibaren TFF’nin tarihsel ve kültürel olarak erkek egemenliğindeki bir spor kurumu olarak yapılandırılmasına bağlıyor. Bu yapılandırılmanın sebeplerinden birinin de futbolun erkeklerle ve erkeklikle kurduğu ilişki olduğunu belirten Öztürk, şunları söyledi:
‘’FIFA ve UEFA başta olmak üzere, futbol kurumlarının yönetimlerinde beyaz ve üst sınıftan erkekler yer alıyor. Dolayısıyla futbolda karar verici pozisyonunda hep üst sınıftan erkekler konumlanıyor. Türkiye’de toplumsal cinsiyet iktidar-ilişkilerinden kaynaklı, kadınlar; oyuncu seyirci, taraftar, antrenör, hakem ya da yönetici olarak futboldan dışlandı ve dışlanmaya da devam ediyor. Bugün toplam lisanslı futbolcuların sadece %1’ini kadınlar oluşturuyor. Kadın futbolu amatör statüde ve TFF tarafından futbol kadınlar için hala bir sosyal sorumluluk projesi olarak görülüyor. Eğer bir ülkede kadınlar ve kız çocukları, erkekler ve oğlan çocukları gibi futbol eğitimine erişemiyorsa, eğer kadınlar hakem ya da antrenör olurken cinsiyet ayrımcılığına maruz kalıyorsa, bunun yönetim kurullarına yansıması da kaçınılmaz oluyor.’’
TFF’nin futbol ve kadın ikilisini ciddiye almadığını ve bu sebeple ilk olarak toplumsal cinsiyet eşitliğini öncelemesi gerektiğini söyleyen Öztürk, ‘’TFF, futbol ve kadın ikilisini ciddiye almayan bir kurum maalesef. Toplumsal cinsiyete duyarlı bir dilden (örneğin kadın futbolu statülerinde dahi teknik adam yazması gibi), perspektiften ve politikalardan uzak. Hal böyle olunca da görevlendirme yaparken temel belirleyiciler liyakat değil sınıf ve cinsiyet oluyor. FIFA’nın 2019’da yayımladığı strateji planlarına göre, yönetim kurullarında en az bir kadın yönetici yer almak zorunda. TFF’nin zorunlu bir atama yapmasından ziyade, bu meseleyi önemseyen ve toplumsal cinsiyet eşitliğini önceleyen bir yaklaşıma sahip olması gerektiğini düşünüyorum. Aynı şey kadın futbolu birimi için de geçerli. Kadın futbolunun TFF içerisinde ciddiyetle temsil edilmesinin önü açılmalı ve sadece 8 Mart’larda hatırlanan bir proje olmaktan çıkartılıp, stratejisi ve hedefleri belli olan bir spor dalına dönüştürülmeli’’ ifadelerini kullandı.”
Türkiye, kadın hakem sayısı bakımından Avrupa ikincisi
Raporda öne çıkan bir başka veri ise 18 yaş üstü lisanslı kadın futbolcu sayısı ile kadın hakem sayıları oldu. Rapora göre, Avrupa Kıtasında lisanslı olarak futbol oynayan 18 yaş üstü lisanslı kadın futbolcu sayısı 582 bin 586. Bu sayının en yüksek olduğu ülkeler arasında 109 bin ile İsveç birinci sırada yer alırken, onu 92 bin ile Almanya ve 64 bin ile Hollanda takip etti. Türkiye’de ise bu sayı bir hayli düşük. Rapora göre Türkiye’deki 18 yaş üstü lisanslı kadın futbolcu sayısı yalnızca 1468.
Ancak Türkiye, 18 yaş üstü lisanslı kadın futbolcu sayısı bakımından Avrupa’nın en geride kalmış ülkelerinden biri olmasına rağmen kadın hakem sayısı bakımından Avrupa ikincisi. Rapora göre Türkiye’deki kadın hakem sayısı 1235. Birinci sıradaki İtalya’da ise 1530 kadın hakem bulunuyor.
Türkiye’de neredeyse 18 yaş üstü lisanslı kadın futbolcu sayısı kadar kadın hakemin bulunması, bizlere kadınların futbolculuktan çok hakemliğe yöneldiğini gösteriyor. Peki bunun sebebi ne? Türkiyeli kadınlar neden hakemliği tercih ediyor?
‘’Cinsiyetçilik, rol model eksikliği ve maddi kaygılar kadınların hakemliğe yönelmesinde etkili oldu”
Konuyla ilgili Alan Savunması’na değerlendirmelerde bulunan FIFA kokartlı Süper Lig eski hakemi Seçim Demirel, konuyu cinsiyetçilik, rol model eksikliği ve maddi kaygı başlıkları altında ele almamız gerektiğini söylüyor. Bu tercihin sebeplerinden ilkinin, cinsiyetçilik ve Türkiye’nin kadın futboluna yaklaşımı olduğunu belirten Demirel, 1994 yılında Kadınlar Futbol Ligi ve 1995’te de Kadın Milli Futbol Takımı’nın kurulmasıyla birlikte ülkedeki kadınların futbola olan ilgisinin arttığını ancak yaygın cinsiyetçi bakış açısı sebebiyle Türkiye’de kadın futboluna yatırım yapılamadığını söylüyor.
Bu cinsiyetçi yaklaşımların etkisiyle kadın futbolunun 2000’den sonra finansal, idari ve sosyal sorunlar nedeniyle düşüşe geçtiğini ve sonuç olarak da 2003-2004 sezonunda Kadınlar Ligi ile Kadın Milli Takımı’nın faaliyetlerinin durdurulduğunu söyleyen Demirel, kadın hakem sayısının fazla olmasıyla ilgili olarak şunları söyledi:
‘’2006-2007 sezonunda UEFA konvansiyonu gereği ligler yeniden başlatıldı ancak önlerinde örnek alacakları bir rol model olmadığı, oynadıkları süre içerisinde maddi bir gelir sağlayamadıkları ve cinsiyetçileştirilen bir spor dalı haline geldiği için genç kızların futbola olan ilgisi her geçen gün azaldı.
‘’Fakat hakemlikte durum biraz daha farklıydı. Ülkemizin FIFA kokartlı ilk kadın hakemi olan Lale Orta, 1995’te FIFA kokartını takarak ülkemizi Avrupa’da temsil ettikten sonra 1999 yılında da Süper Lig’de maç yönetmeye başlamıştı.
‘’Ben dahil bir çok kadın onu örnek alarak hakemliğe başladık. Sonraki yıllarda ben Türkiye’de bir ilki başararak Süper Lig yardımcı hakem kadrosuna girdim ve Süper Lig’de görev almaya başladım. Bu başarımdan sonra bir çok genç kız beni rol model alarak hakemliğe başladı. Tabii şunu da belirtmek gerek ki kadın futbolcuların çoğu oynadıkları süre içerisinde herhangi bir gelir elde edemezken kadın hakemler maç yönettikleri kategorilerde erkek hakemlerle aynı ücreti alıyorlar.
‘’Bir diğer neden ise futbolun ciddi bir fiziksel mücadeleye dayalı oluşu. Hakemlik için ise sadece atletik performans (koşu) yeterli oluyor. Ben bunun da bir etken olduğu fikrindeyim.’’ (ASK)
*Raporun tamamına buradan erişebilirsiniz.