Kalecilik yaparken sakatlanınca karateyle tanıştı, hayatı değişti… Zeynep Erdoğan’ın hikayesi
Kalecilik yaparken dizlerinden sakatlandı, tedavi gördüğü süreçte işitme engelli olduğunu öğrendi, dizlerinin iyileşmesi için karate antrenmanları yaparken yetenekli olduğu fark edildi, İşitme Engelliler Karate Milli Takımı’na katılıp Avrupa şampiyonasında üçüncü oldu.. Kocaeli Bayanlar Spor Kulübü ve A Milli Takım kalecisi Zeynep Erdoğan ile futbolculuk kariyerini, sporda toplumsal cinsiyet eşitliğini ve karatedeki başarısını konuştuk…
Zeynep Erdoğan, TFF Kadınlar 1. Lig ekiplerinden Kocaeli Bayanlar Spor Kulübü ‘nün kaleciliğini yapıyor. Aynı anda A Milli Kadın Futbol Takımı’nın kalesini de koruyan Erdoğan, temmuz boyunca Kocaeli Bayanlar Spor Kulübüyle çıkacak bir lig maçında, rakibiyle girdiği bir pozisyonda şanssız bir sakatlık geçirdi.
Aksaray Üniversitesi’nde antrenörlük bölümü 4’üncü sınıf öğrencisi olan Erdoğan, sağ diz ön çapraz bağlarındaki sakatlığın iyileşmesi için tedavi gördüğü süreçte hayatında farklı bir kapının açılmasını sağlayan bir olay yaşadı.
Erdoğan, antrenörünün önerisiyle dizlerinin tedavisi için bir yandan karate antrenmanları yaparken bir yandan da üniversite eğitimini sürdürdü. Bu sırada, eğitim gördüğü üniversitedeki öğretim görevlisi, defalarca kez seslenmesine rağmen Erdoğan’ın kendisini duymadığını fark edince başarılı kaleciyi işitme testine yolladı. Test sonucunda Erdoğan’ın her iki kulağında da işitme kaybı olduğu öğrenildi.
Bir yandan dizinin daha hızlı iyileşmesi için karate antrenmanlarını da sürdüren Erdoğan, antrenörlerinin yönlendirmesiyle İşitme Engelli Karate Milli Takımı’yla kampa girdi. Kampta iyi bir hazırlık dönemi geçiren 22 yaşındaki kaleci, karate milli takımına dahil edildi ve ilk defa Antalya’da düzenlenen İşitme Engelliler Avrupa Karate Şampiyonası’nda tatamiye çıktı. Tesadüfler silsilesi sonucunda kendini bir anda milli karate takımında bulan Zeynep Erdoğan, şampiyonada kumite kategorisi 68 kiloda Avrupa üçüncülüğünü kazanarak, bronz madalyanın sahibi oldu.
Sokak aralarında erkeklerle oynayarak başladığı futbolda kendini bir an Avrupa 3’üncüsü bir karateci olarak bulan Erdoğan ile futbolculuk kariyerini, sporda toplumsal cinsiyet eşitliğini ve karatedeki başarılarını konuştuk..
“Kurstan kaçıp futbol okuluna kaydoldum”
Türkiye’deki kadınların futbola başlama hikayesini az çok biliyoruz ancak seninkini de duymak isteriz. Futbola nasıl başladın?
Futbola, Ankara sokaklarında mahallemizdeki erkek çocuklarla oynayarak başladım. 2008 yılında annem ve babam, eğitimime katkı olsun diye beni İngilizce ve Matematik kursuna yazdırdı. Bir süre kursa gitsem de futbol tutkum ağır bastı. Evdekilerden gizli bir şekilde bir futbol okuluna kaydoldum ve kurstan kaçıp derslerimi ekerek futbol okuluna gitmeye başladım. Bir süre oynadıktan sonra yetenekli olduğum fark edildi ve 2009 yılında lisansım çıkartıldı. Böylelikle futbolculuk kariyerime giriş yapmış oldum. Bir süre oyunda oynadıktan sonra kaleye geçtim.
Maalesef Türkiye’de kız çocuklarının spor yapmalarına sıcak bakılmıyor. Çoğu kız çocuğu spora başlarken ciddi bir baskı ve tepkiyle karşılaşıyor. Ailen ve yakın çevren futbol oynamana nasıl yaklaştı, tepki gösterdikleri oldu mu?
Az önce de söylediğim gibi futbola ailemden habersiz bir şekilde başladım. Onlar beni dershanede sanarken ben bir futbol okuluna kaydolmuş ve antrenmanlara çıkıyordum.
Annemin bu duruma pek sıcak bakmayacağını düşündüğüm için futbol okuluna gittiğimi uzun bir süre ailemden sakladım. Ailemde ve yakın çevremde sporla ilgilenen kimse olmadığı için anne ve babam, futbol ve diğer spor dalları hakkında fazla bilgi sahibi değildi. Bundan dolayı tepki göstereceklerini düşünerek futbol oynadığımı onlardan gizledim. Ancak bir noktada onlara söylemek zorunda kaldım: Lisans. Lisansımın çıkması için ailemin yasal izni gerekiyordu.
Ben de mecburen durumdan onlara bahsetmek zorunda kaldım (gülerek). Babam her zaman destekçim oldu. Annem de başta desteklemese de sonra da o da her zaman yanımda oldu.
“Kaledeki performansım beğenildi”
Futbol oynayan çoğu insan kaleye geçmek istemez, herkes akan oyunun içinde olmak ve gole yakın oynamak ister. Ancak sen bir kalecisin. Kaleci olmaya nasıl karar verdin? İstediğin bir mevki miydi yoksa antrenörlerinin yönlendirmesiyle mi kaleye geçtin?
Futbol’a ilk başladığımda herkes gibi benim de mevkim belli değildi. Antrenmanda sırayla kaleye geçiyorduk. Hocalarım tarafından performansım beğenilince bir süre kalede kalmaya devam ettim. Daha iyi tesislere ve antrenman metotlarına sahip oldukları için bir de kalecilik antrenmanlarıma bir de Osmanlıspor’da çıkmam istendi ve kulübüm tarafından oraya gönderildim. Kaledeki performansım oradaki antrenörler tarafından da beğenilince saha içindeki pozisyonum belli olmuş oldu. O antrenmandan sonra da Osmanlıspor’da kalıp futbol hayatıma orada devam ettim.
“Kimse neden erkeklerle eşit imkanlara sahip olmadığımızı sorgulamadı. Ya da sorgulamak istemedi”
Uzun yıllardır Türkiye kadınlar futbolunun en üst seviyedeki ligi olan 1. Ligde forma giyiyorsun. Ülkemizdeki kadın futbolcuların yaşadığı zorlukları en iyi bilen isimlerden birisin. Çoğu külüp ve futbolcu, maddi zorluklar içerisinde var olmaya çalışıyor. Bu konu hakkında ne söylemek istersin?
Kadın sporcular olarak ülkemizi gururlandırmak için yoğun bir çaba gösteriyoruz. Bir yandan bir anne, bir kardeş, bir eş olarak her türlü sorumluluğumuzu yerine getirirken bir yandan da sporda başarılar elde etmeye çalışıyoruz. Ancak aynı işi yapmamıza rağmen bu oyunu, erkeklere oranla çok daha kötü şartlar altında oynuyoruz. Bunun en büyük göstergesi de aldığımız ücretler. Erkeklerle eşit şekilde ödüllendirilmiyoruz. Bunun sebebiyse hem yöneticiler hem de sponsorlar tarafından ikinci plana atılmış olmamız.
“Toplumsal cinsiyet eşitliğini sağlamalıyız”
Her konuda eşit olduğumuz gibi bu konuda da eşit olmak isteriz çünkü aynı eforu ve fazlasını biz de harcıyoruz. Erkek sporculara sağlanan maddi desteği alamamamıza rağmen mücadelemizden vazgeçmedik, vazgeçmeyeceğiz.
Bu mücadelenizi erkek sporculardan da destek görmeyi çok isterdik ama kimse neden bizim eşit şekilde ödüllendirilmediğimizi sorgulamadı ya da sorgulamak istemedi. Bunda oldukça önemli bir faktör olduğunu düşünüyorum. Eğitim düzeyinde arttıkça bu ayrımlar ortadan kalkacaktır. Toplumsal cinsiyet eşitliğini sağlamalıyız ki hayatın hiçbir noktasında kadın ve erkek eşitsizliği olmasın.
“Tesadüfen işitme kaybım olduğunu öğrendim”
Ayriyeten milli takımda forma giyen başarılı da bir karetecisin ve enteresan bir karateye başlama hikayen var. Bu hikayeyi anlatabilir misin?
-Kalesini koruduğum Kocaeli Bayanlar Spor Kulübü ile çıktığım bir lig maçında dizime bir darbe aldım. Sağ diz ön çapraz bağlarımın zedelendiğini öğrendim ve bu uzun bir süre sahalardan uzak kalacağım anlamına geliyordu.
Hemen tedavi görmeye başladım. Başta küçük antrenmanlar yaparken, sonra yavaş yavaş antrenmanlarımın ağırlık derecesi arttı. Bu derecenin arttığı bir noktada üniversiteden hocam İbrahim Şahin, rehabilitasyon sürecime katkı sunacağımı söyleyerek karate antrenmanları yapmamı söyledi. Ben de öyle yaptım. Bir yandan da eğitimime devam ettim.
Aynı hocam, okuldaki maçlardan birinde, bana defalarca seslenmesine rağmen onu duymadığımı söyledi ve beni işitme testine yönlendirdi. Testler sonucunda sol kulağımda yüzde 69, sağ kulağımda ise yüzde 62 oranında işitme kaybı belirlendi.
Karate antrenmanlarında başarılı olduğum fark edilince a milli karate takımıyla kampa girdim. Ağustos ayında münferit olarak başladığım karate antrenmlarıma, eylül ayında milli takımla devam ettim. Kampta iyi bir hazırlık dönemi geçirince milli takım formasıyla, ilk defa Antalya’da düzenlenen İşitme Engelliler Avrupa Karate Şampiyonası’nda yer aldım ve burada kumite kategorisi 68 kiloda Avrupa 3.’sü oldum.
“Olimpiyatlarda altın madalya alacak güce sahibim”
Peki şimdi yoluna futbolcu olarak mı devam edeceksin yoksa karate üzerine mi bir kariyer inşa edeceksin?
İki branşın dünyası birbirinden çok farklı ama çok çalışıp ikisini bir arada yapmak istiyorum. Karate şu an benim için daha önemli. Futbolda takım olarak bazı zamanlarda başarısızlık yaşayabiliyoruz ama ama karate gibi bireysel bir sporda kendimi daha güçlü hissediyorum. Karate Milli Takımı’yla daha fazla çalışıp gelecek bu yıl yapılacak Dünya Şampiyonası ve 2021 Olimpiyatlarında altın madalya kazanmak istiyorum. Bunu başarabilecek gücümün olduğuna inanıyorum