Ramazan, antrenman ve karantina: Müslüman kadın sporcuların başarısının sırrı ne?
Dünya karantinadayken, dört Müslüman kadın sporcu antrenmanla ve oruç tutmayla ilgili yaşadıklarını anlattı.
“Su bile içmiyor musun?” Açlık hissiyle, kuruyan bir boğazla ve kafein ihtiyacıyla mücadele ederken, geçtiğimiz Ramazan ayı boyunca çoğu Müslümanın duymuş olabileceği soru bu.
Ramazan ayında oruç tutanlar gün doğumundan gün batımına kadar yiyecek ve içecek tüketmiyor. İngiltere’de yaklaşık 18 saat oruç tutuluyor. Oruç tutmak pek korkaklara göre değil. Bu kutsal dönemde antrenman düzenini bozmadan devam ettiren sporcular özellikle zorlanıyor.
Ayşe Ongun, Telegraph’tan Fadumo Olow’un bu haberini Alan Savunması için çevirdi.
Bu ayda sadece oruç tutulmuyor. İnsanlar ayrıca Ramazan ayını fitre vererek, toplum ruhunu hissederek ve geceleri ibadet ederek geçiriyorlar. Ancak bu yıl biraz daha farklı oldu. Ramazan başlamadan haftalar önce dünyanın karantinaya girmesiyle birlikte, tüm dünyadaki Müslümanlar camileri kapatarak ve iftar davetlerine hızlı bir şekilde son vererek bu duruma adapte olmak zorunda kaldı.
Sokaklarda verilen iftarların o bilinen canlılığının daha sessiz sanal buluşmalara dönüşmesi birçok insanı zorladı. Ancak umutlu olma ve toplum bunun ötesine geçiyor. Bu durum Müslümanlar için yaygın bir konu.
Ramazan ayının sonuna yaklaşırken, Fadumo Olow dört Müslüman kadın sporcuyla yaşadıkları hakkında konuştu.
Dalilah Muhammad: İlk hedefim oruç tutmak oldu
Dalilah Muhammad şu aralar son antrenman kampına girmiş olacak ve Tokyo 2020 Olimpiyat Oyunları’nda Olimpiyat şampiyonu unvanını korumaya odaklanacaktı. Ama koronavirüs nedeniyle bu yıl Ramazan’ı oldukça farklı geçirdi:
“Tokyo 2020 Olimpiyat Oyunları’nın ertelendiğini öğrendiğimde, bu duruma sadece bir gün üzüldüm. Bu süre zarfında yapılabilecek olumlu şeyler bulmayı denedim ve her şeyin iptal edildiğini öğrendiğimde, bir numaralı hedefim kesinlikle oruç tutmak oldu.”
Kariyerine profesyonel bir koşucu olarak başladığından beri Muhammad bir ay boyunca oruç tutamadı. Ancak şu an içinde bulunduğumuz durum ona oruç tutma şansı verdi. 30 yaşındaki Muhammad’in yaşadığı Los Angeles’ta yaklaşık 13 saat oruç tutuluyor.
“Genellikle oruç tutmuyorum. Geçen sene oruç tutmayı denedim ama bir ay boyunca oruç tutamadım. Herhangi bir büyük şampiyona gündemde değilken, oruç tutmak gerçekten yapmak istediğim bir şeydi. Oruç tutarken hâlâ antrenman yapıyorum ve bu beni oldukça zorluyor. Ancak çok yoğun bir şekilde antrenman yapmak zorunda kalmadım ve bu durumun oruç tutarken bana yardımı oldu.
“Bu, en zor geçen Ramazan oldu. Hatta geçen senekinden daha zor geçti. Bu sene antrenman yapmadığım için Ramazan’ın daha kolay geçeceğini düşünüyordum. Ancak topluluk desteğinin çok fazla olmaması ve evde yalnız olmak zorlayıcıydı. Bu durumda yapmak istediğiniz tek şey yemek yemek.”
Uzun süre boyunca kendisini yiyecek ve içecek tüketiminden alıkoyacak kadar disiplinli olan herkes övgüyü hak ediyor ancak profesyonel sporcular bile istekleri karşısında yenik düşebilir:
“Koşarken, en iyi performansımı ortaya koymak için her zaman vücut enerjimi yükseltmeye odaklanıyorum. Bu yıl spor etkinliklerinin iptal edildiğini öğrendikten sonra, bütün kurallar rafa kalktı. Şu aralar ne istersem onu yiyorum. Kesinlikle harika tada sahip olan paket paket şeker ve tarçınlı rulo tüketiyorum.”
Asma Elbadawi: Oruç tutmakla alakalı çok fazla tabu var
“Yemeklerle aramın iyi olması Ramazan’ın tadını çıkarmamı oldukça zorlaştırıyor. Oruç tutmadığımdan dolayı daha fazla yemek yemek için baskı hissediyorum. İnsanlar oruç tutup tutmadığımı soracaklar. Ben ise neden oruç tutamadığımı onlara söylemeyi garip buluyorum.”
TIKLAYIN- “Başörtülü Müslüman kadınlar, spor yaparken başörtüleri sebebiyle ayrımcılığa uğruyor”
Bradford’da yetişen basketbolcu, FIBA’nın kadın basketbolcuların maçlarda başörtüsü takma yasağını kaldırmasına yönelik başarılı olan bir imza kampanyasında üstlendiği rolle tanınıyor. Elbadawi ayrıca siyahi olan ve etnik azınlık grubunda bulunan genç kızların spora katılması için onları cesaretlendiren motivasyon konuşmaları yapıyor. Ancak Ramazan bitişini başka bir konuyu dile getirerek kutlamayı seçti. Devam eden bir yeme bozukluğu kutsal ayın bitişini kutlamasını nasıl etkiledi?
Ramazan ayı boyunca oruç tutmak Müslümanlar için önemlidir ve çoğu Müslüman bir ay boyunca oruç tutmaya çalışacak. Ancak kimilerinde uzun süreli yemek yeme kısıtlamaları yeme bozukluklarını tetikleme görevi görüyor. “İnancım için oruç tutma veya yeme bozukluğum için oruç tutma arasında ayrım yapmak şahsen benim için zor” diyor Elbadawi.
Âdet dönemlerinde olan kadınlar, hamileler, yolculuk yapanlar veya hasta olan insanlar oruç tutmaz. Yine de birçok kadın oruç tutmanın dışında Ramazan’ın tadını nasıl çıkardıklarına dair yaşadıklarını paylaşmakta zorlanıyor:
“İnsanlar yeme bozukluğunu fiziksel olarak fark edemediğinden, oruç tutmamayla alakalı daha fazla tabu varmış gibi hissediyorum. Bunun hakkında çok fazla düşünmemeye çalışıyorum. İyileşmeme ve antrenmanıma odaklandım. Ne zaman bununla uğraşsam, kendimi dışarı atıyor ve basketbol oynuyorum. Basketbol oynamak beni rahatlatıyor.”
Safiyyah Syeed: Başörtülü, müslüman ve bir kadın olduğum için boks yapamayacağımı söylediler
19 yaşındaki Safiyyah Syeed’in enerjisi ve kararlılığı bulaşıcı. Uluslararası Boks Birliği’nin (AIBA) Şubat 2019’da dini nedenlerden dolayı dövüşçülerin başörtüsü takma veya vücutlarını kapatan kıyafetler giyme yasağını kaldırmasından birkaç ay sonra, Syeed ilk amatör dövüşünde rakibini hızlıca yendi.
TIKLAYIN-Müslüman kadınlar Raptors’ın başörtüsünü yorumladı: ”Biz Müslüman kadınlar buradayız”
Oruç tutarken hâlâ antrenman yapıp yapmadığı sorulduğunda, “2024 Olimpiyatları’na başka nasıl gidebilirim ki? Antrenman yapmaya devam etmek zorundayım” diye cevap veriyor.
“Akıllı antrenman yapıyorum. Orucumu açmadan bir saat önce dairesel antrenman yapıyorum. Kendime sürekli ilerlemem gerektiğini söyleyip duruyorum. Antrenman beni zorlarsa, kendimi antrenmandan sonra hemen samosa yaparak ödüllendireceğime söz veriyorum.”
Syeed salgından önce Ulusal Sağlık Hizmeti’nde (NHS) hemşire asistanı olarak çalıştığı işini bıraktıktan sonra, 2020 yılında profesyonel boks kariyerine başlamayı dört gözle bekliyordu. Boksör olmasından dolayı oluşan algılar yüzünden zaten birçok zorluğun üstesinden gelmişti.
16 yaşında boksa başlayan Syeed “Başörtülüsün, Müslüman bir kızsın, boks yapamazsın. Boksör olamazsın” gibi cümleleri yıllardır işittiğini söyledi. “Önceleri onlarla tartışır ve gerçekten sinirlenirdim ama şimdi onlara sadece sizinle ringde görüşeceğim diyorum.”
Profesyonel olmak için yaptığı antrenman onu yeterince zorlamamış olacak ki, Syeed şimdi Ulusal Sağlık Hizmeti’ndeki hemşire asistanı görevine geri döndü. “Bir şekilde yardımcı olacağını bilerek evde öylece oturmak zor. Ramazan’da ayrıca toplumunuza yardımcı olmalısınız. İşe geri döndüm ve planlarımı erteledim. Hayalimin peşinden koşmaya daha sonra devam edebileceğimi ümit ediyorum.”
Ramazan’ın karantina altındayken kendi zorluklarıyla geldiğini söyledi. “Motive kalmak zor. Antrenörümün bana bağırarak beni cesaretlendirmesine alışmışım. Orucumu yalnız açmak için antrenmandan yalnız dönüyorumn. Bu da Ramazan’ın ruhuna uymuyor. Arkadaşlarımla birlikte olmayı ve camiye gitmeyi özledim.”
Shazia Hossen: “Oruç tutarken kardiyo antrenmanı yapmanızı öneririm”
Bu ‘normal’ bir Ramazan olsaydı, Shazia Hossen yaşam tarzındaki köklü değişikliğe adapte olmak için Ramazan’da yaptığı fitness programı da dâhil olmak üzere antrenman programını ayarlıyor olacaktı.
Bunun yerine, karantinadaki çoğu insan gibi derslerini dijital ortama taşıdı ve kendisini Zoom üzerinde online olarak sanal antrenman dersleri vermeye alıştırdı.
“Ramazan başlamadan önce, pijamalarımı tüm gün çıkartmadan gözümün saatte olacağını düşünmüştüm ama şaşırtıcı bir şekilde olumlu geçti” diyor Hossen. “Antrenmanlar terlemenin ve egzersiz yapmanın ötesinde geçiyor. Kendisini karantinaya alan çoğu müşterim için dışarıda olduğunu gördükleri tek kişi benim. Bir nevi karantina destek ağı oluşturduk.”
Hossen dört yıldır kişisel antrenörlük yapıyor ve Brixton, Londra’daki bir spor salonunda sadece kadınlara ders veriyor. Koronavirüs yüzünden spor salonu kapalı olmasına rağmen, derslerine online olarak devam ediyor. Ramazan ayında bile daha fazla insanın derslere katıldığını fark etti.
“İslam Müslümanlara en zor durumlarda bile iyiyi görmeyi öğretir. İtiraf etmeliyim ki programı evden nasıl devam ettireceğim konusunda endişeliydim. Ancak genellikle derslere fiziksel olarak katılamayacak insanlarla iletişim kurabildiğim için minnettarım. Bu beni daha kararlı bir hale getirdi.”
Her günü yoğun çalışmalara ve güç artırıcı antrenmana odaklanan birisi için Hossen antrenmanını dininin gerektirdiklerine uyacak şekilde ayarlamak zorunda kaldı.
“Oruç tutarken kardiyo antrenmanı yapmanızı öneririm. Bu kardiyo antrenmanı maksimum yoğunluklu olmamalı ve sık sık yapmamalısınız. Vücudunuzu dinleyin. Derslerimin yoğunluğu değişti. Normal güç artırıcı antrenmanımın sadece %60’ı ila %75’i arasında çalışmayı deniyorum ve esnekliğe odaklanıyorum.”
Hossen’ın ilk başlarda karantina boyunca oruç tutmayla alakalı endişeleri olmasına rağmen, bu süre zarfında oruç tutmayı gerçekten eğlenceli bulduğunu itiraf etti. “Başlarda spor salonundaki koşu antrenmanlarının aceleciliğini ve kaosunu özlerim sanmıştım. Ama karantina beni yavaşlamaya ve farklı bir yol izlemeye mecbur etti. Ramazan’ın ruhunu evde canlı tutuyorum.” (AO/ASK)
Müslüman kadın sporcular Müslüman kadın sporcular Müslüman kadın sporcular Müslüman kadın sporcular