Kadın antrenör olmak: “Önyargıları yıkmak zor oldu, şimdi herkes bana saygı duyuyor “
ÖZDEMİR ATUĞ— Şanlıurfa Gençlik Spor Kadın Futbol Takımı’nda antrenörlük yapan Ayşe Bağmancı, henüz 25 yaşında.
Pek çok kadın futbolcu gibi o da mahalledeki erkek çocuklarıyla oynayarak futbola başlamış. Ardından lisede yolu Şanlıurfa Gençlik Spor ile kesişen Bağmancı, bir süre burada futbol oynadıktan sonra kulüpte antrenör olmaya karar vererek işe koyulmuş.
“Yaptığım meslek dolayısı ve yaşadığım coğrafya nedeni ile büyük tepkilere rağmen ailemin desteğiyle istediğim her şeyi yapabildim.” diyen ve antrenörlüğe hala bu kulüpte devam eden genç antrenör ile antrenör olmayı, aldığı eğitimleri, çalıştırdığı takımlardaki kişiliğini ve antrenör olarak hedeflerini konuştuk…
Futbola merakınız nasıl başladı? Spora yönelmenizde kimlerin etkisi oldu?
Futbola merakım çok küçük yaşlarda başladı. Babamla sürekli maçları izlerdik, maçlara giderdik. Futbol serüvenim henüz yaşım daha çok küçükken başladı yani. İlkokul ve lisede voleybol yerine erkek arkadaşlarımla futbol oynardım. Öğretmenlerim şaşırır ve kızardı ama ben yine de oynardım. Üniversiteye hazırlanırken yolum Şanlıurfa Gençlik Spor Kadın Futbol Takımı ile kesişti. İşin içinde kadınların olması beni gururlandırmıştı. Çünkü biz kadınlar olarak, yaptığımız her branşta tepkiyle karşılandık. Bende bu ön yargıyı kırmak için gelen teklifi kabul edip Gençlik Spora antrenör oldum. Çalıştığım bölgede 3 kategoride (A Takım-Genç Kızlar-Yıldız Kızlar) oluşan, “futbol erkek işidir” ön yargısını yıkmayı başardım ve devam ediyorum. Kız çocuklarına ışık tutup; kendi ayakları üstünde duran, her şeyi yapabileceğini bilen, sağlam kız çocukları yetiştirmeye çalışıyorum.
Futbola karşı duyduğunuz bu ilgiye ailenizin ve çevrenizin tepkisi ne oldu?
Ailem benim en büyük destekçim. Bana her konuda olduğu gibi bu konuda da saygı duydular. Ama çevrem belirttiğim gibi “kadının futbolda işi yok” gibi söylemlerde bulundu ve ben de pek aldırış etmedim. Zaten zaman geçtikçe ve olan başarılarımı gördükçe onlarda sevinmeye ve gurur duymaya başladılar ve ön yargıların yerini destek söylemleri almaya başladı. Bu da bizi mutlu etti.
“En iyisini yapabileceğimi herkese göstermek istedim”
Pek çok insan futbolcu olmak ister ama siz antrenörlüğü tercih ettiniz. Buna nasıl karar verdiniz? Bu mesleği tercih etme sebebiniz nedir?
Kadınların üzerinde oluşan ön yargılardan, yapamazsın söylemlerinden ve zaten futbola merak duyduğum, sevdiğim için başladım. Biz kadınlar olarak istediğimiz her şeyi yapabiliriz, o güce sahibiz ve en iyisini yapabileceğimizi bildiğim için kadın futboluna girip herkese bunu göstermeye çalıştım.
Peki hem eğitiminizi hem de antrenörlüğü bir arada yürütmek zor oluyor mu?
Zor olduğu söylenemez. Ben sevdiğim için zor gelmiyor bana. Bir işi aşkla yaparsanız ve hedefleriniz varsa, hiçbir şey size engel olamaz.
Antrenör olmak için hangi yollardan geçtiniz? Süreç nasıl gelişti?
Birkaç seminere gittim ve gerekli eğitimleri aldım. Daha sonra Şanlıurfa’da, TFF tarafından açılan “TFF Grassroots C Lisans” kursuna girdim. 30 erkek antrenör adayı vardı ve tek kadın bendim. Onlarla birlikte 10 günlük bir eğitim kursuna girip, iyi bir şekilde kursu tamamlayıp Şanlıurfa’nın tek kadın futbol antrenörü olmayı başardım. Bu da benim ve ailem için oldukça gurur verici bir şey.
Antrenörlük kariyerinizde çalıştırdığınız ilk kulüp Şanlıurfa Gençlik Spor mu oldu?
Evet, ilk olarak Şanlıurfa Gençlik Spor ile anlaştım ve 5 yıldır aynı kulüpte antrenör olarak devam etmekteyim. Ayrıca birçok erkek takımıyla çalıştım ve farklı branşlarda da görev aldım.
“Seyirciden tutun sahadaki hakem ve görevlilere kadar çok tepki aldım”
Nasıl tepkiler gördünüz? Sahalarda kadın bir antrenör gören taraftarlar duruma nasıl yaklaştı?
Süreçler zordu ama aşamayacağım bir durum yoktu. Kadın takımı veya erkek takımının başında bir kadın antrenör olarak çıkınca seyirciden tutun sahadaki hakem ve görevlilere kadar çok tepki aldım. Bunları yıkmak zor oldu ama sonucu keyif vericiydi. O sahanın kenarına geçince, aklınızı konuşturduğunuz zaman herkesi susturmuş oluyorsunuz. Ben de başardım. Şimdi herkes saygı duyuyor ve güzel dileklerle geliyor.
Peki, nasıl bir antrenörsünüz? Otoriter misinizdir yoksa biraz daha anlayışlı mı?
Hem otoriter hem demokratik bir antrenörüm. Yine kurallarında taviz vermeyen, disiplinli fakat sporcularıyla diyalog halinde olan, onların özel yaşantısıyla ilgilenen, onlarla bütünleşen, kimi zaman sosyal açıdan bilgi veren, böylece onların güvenini kazanan bir antrenörüm.
Futbolcularınızın konsantrasyonunu yukarıda tutmak için ne tür çalışmalar yapıyorsunuz?
Önceliğimiz antrenman öncesi ve sonrası motivasyon konuşmamız. Bunlar maçlar içinde geçerli. Çalışmaları da, antrenman günlerinde konsantrasyon geliştirici çalışmalarla tamamlıyoruz.
Futbolcularınızın gündelik yaşantılarını disipline etmek için özel çalışmalarınız oluyor mu?
Tabii ki oluyor. Futbolcularla sadece işimiz sahada değil, onları her konuda geliştirmek istiyoruz. Sadece futbol oynamakla ya da futbolcu yetiştirmekle işimiz bitmiyor. Tüm konularda çalışmamız oluyor. Okul, ders, sosyal yaşantıları vs. her konuda elimizden geleni yapıyoruz.
“Futbolda altyapıya önem verilmiyor”
Bugünkü dünya futbolunda altyapı çalışmalarını nasıl buluyorsunuz?
Fotoğraf: Pixlr
Futbol altyapılarına yeterince önem verilmiyor ama futbolcular da altyapılarda yetişiyor. Gerekli önem verilirse, altyapı çalışmaları sağlamlaşırsa, yabancı sporcu alımına gerek kalmaz. Hem sporcular açısından hem takımlar açısından kendi öz çocuklarımız oynar ve bu şekilde gelişim sağlanır.
Bundan sonraki süreçte kariyer hedefleriniz nelerdir?
Öncelikle antrenörlük belgemi yükseltmek için UEFA-B ve UEFA-A belgelerimi almak, kendi takımımı iyi yerlere taşımak ve millî takım antrenörü olmak.
Son olarak, bu işi yapmak isteyenlere ne tavsiye edersiniz?
Gerçekten kadınlara olan ön yargıyı kırmak, kadının her alanda gücünü göstermek istiyorlarsa yapsınlar. Bizim daha çok birlik olmamız lazım ki, kimse bu gibi söylemlerle karşımızda duramasın. Bu yolda en çok da kadınların desteğine ihtiyacımız var ve bizler birlik olursak her yerde söz sahibi olabiliriz.