Hastalığına iyi gelsin diye başladı, rekorlar kırdı: Hilal Zeyneb Saraç: “Basın, başarımı görmedi”
Hilal Zeyneb Saraç. Henüz 22 yaşında olmasına rağmen eğitim hayatı da spor hayatı da başarılarla dolu.
Doktorlar, zayıf ve sürekli hastalanan bir çocuk olması sebebiyle bir sporla uğraşmasını, bunun kendisine iyi geleceğini söyledi. Bunu dikkate alan ailesi, güneş görmesinin faydalı olacağını söyleyerek henüz 5 olan yaşında olan kızlarının yüzmeye başlamasını önerdi.
Böylelikle yüzücülük kariyeri başlayan Hilal Zeyneb Saraç, henüz 11 yaşında milli takıma girmeyi başardı. Kariyerindeki başarısını sürdüren Saraç, 2018 yılında 50’den fazla ülkenin katıldığı Samsung Boğaziçi Kıtalararası Yüzme Yarışı’nda kadınlar genel klasman 1.’si oldu.
Saraç, son olarak 2019’da da aynı yarışta erkekler genel klasman birincisinden hızlı yüzerek boğaz tarihinde bir ilki gerçekleştirirken aynı yarışta 31 yıldır ilk kez, iki kadın, erkeklerin birinci ve ikincisinden daha iyi derece yaptı.
TIKLAYIN- Hilal Zeyneb Saraç: Şimdiye kadar yapamazsın dedikleri her şeyi başardım
Liseye giriş sınavı olan SBS’de de 500 puan üzerinden 502 puan alarak rekor kıran Saraç, şimdi bir taraftan elektrik elektronik okurken bir taraftan da hukuk yan dalı yapıyor.
Hilal Zeyneb Saraç ile yüzmeye nasıl başladığını, eğitim hayatını, kariyer hedeflerini, medyanın yüzme sporuna yaklaşımını ve yüzme sporunda toplumsal cinsiyet eşitliğini konuştuk. Hikayesini ve başarılarının devamını kendisininden dinleyelim.
Öncelikle bize kendinizi tanıtabilir misiniz? Hilal Zeyneb Saraç kimdir?
22 yaşımdayım, Ankara’da doğdum. Milli yüzücüyüm. Yüzmeye 5 yaşımdayken başladım ve ilk kez 2011 yılında milli takıma girdim. Yine 2011 yılında ilk milli takımımda elde ettiğim derece ile o yıl yapılan SBS’de (liseye giriş sınavı) 5 ek puanla ödüllendirilerek 500 üzerinden 502 puan alıp rekor kırdım. Türkiye’nin en iyi Anadolu lisesi olan Ankara Atatürk Anadolu Lisesi’ne derece ile girdim. 2016’da TED Üniversitesi Elektrik Elektronik Mühendisliği’ne %100 ÖSYM bursu ile 1. Sırada kaydımı yaptırdım. Şimdi elektrik elektronik mühendisliği son sınıfım ve hukuk ek dalı yapıyorum, onur öğrencisiyim.
Antrenörümün tavsiyesi ile 2017 yılında ilk kez açık su yüzme yarışlarına katılmaya başladım ve aynı sene milli takım kampına çağrıldım. 2018’de açık su milli takımına seçilerek Türkiye’nin ilk büyük yaş(19+) açık su milli yüzücüsü oldum. 2018 yılında 50’den fazla ülkenin katıldığı Samsung Boğaziçi Kıtalararası Yüzme Yarışı’nda kadınlar genel klasman 1.’si oldum. 2019 yılında aynı yarışta erkekler genel klasman birincisinden hızlı yüzerek boğaz tarihinde bir ilki gerçekleştirdim. Şu an açık su yüzme branşında tek büyük yaş milli yüzücüyüm ve yüzme branşında ise yaşı en büyük uzun mesafe serbestçiyim (Açık su yüzme ve yüzme birbirlerinden ayrı iki olimpik branştır) . 17 yıllık yüzme kariyerimde 141 madalya ve 2 kupa kazandım.
Yüzmeyle nasıl tanıştın? Neden yüzme sporunu tercih ettin?
Zayıf ve sık hastalanan bir çocuk olduğum için ailem ve doktorlar bir sporla uğraşmamı istedi. Aklımızdaki spor yüzme değildi. O zaman 5 yaşımdaydım ve bu yaştaki çocuklara jimnastik, yüzme veya buz pateni öneriliyordu. Güneş görmemin daha faydalı olacağını düşünen annem yüzmeye başlamamı istedi. Yüzme serüvenim bu şekilde başlamış oldu.
“Kadın cinayetleri, gelecekle ilgili karamsarlığa düşmeme sebep oluyor”
Eğitim hayatın da sürüyor ve oldukça da başarılı bir öğrencisin. Elektrik elektronik mühendisliği okuyorsun ve o da yine erkeklerin çoğunlukta olduğu alan/meslek. Bir röportajında aynı zamanda mesleki anlamda karşılaşabileceğin cinsiyetçi yaklaşımlarla da mücadele ettiğini söylemişsin. Eğitim hayatında böyle cinsiyetçi yaklaşımlara maruz kaldığın oldu mu?
Eğitimim sürerken bir kadın olarak elektrik elektronik mühendisliği okumama şaşıran birkaç kişi dışında cinsiyetçi bir tutumla karşılaşmadım. Birçok üniversitenin aksine TED Üniversitesi Elektrik- Elektronik Mühendisliği bölümünde cinsiyet dağılımı yarı yarıya. Lakin genel olarak bu bölümün de erkek egemen bir bölüm olduğunu söyleyebilirim.
Peki ilgilendiğin her alanda bu gibi cinsiyetçi muamelelerle mücadele etmek ve verdiğin tüm bu mücadeleler seni yıpratmıyor mu?
Bugüne kadar ciddi bir cinsiyetçi yaklaşıma maruz kalmasam da her gün kadın cinayetleri, şiddet, çocuk istismarı haberleri ile karşılaşıyorum. Bunlar beni çok üzüyor ve moralimi bozuyor, gelecekle ilgili karamsarlığa düşmeme sebep oluyor. Kadının yalnızca “anne, eş, bacı…” olarak görülmediği, kadının “kadın” olarak kabul edildiği ; kadının giyimine, oturuşuna, kahkahasına kısacası hayatına müdahale edilmediği bir toplumda yaşamanın hayalini kuruyorum.
“Gençlerin benim mücadelemi örnek aldığını gördüm”
Hem sporla ciddi bir şekilde uğraşmak, hem de eğitimini sürdürmek zor olmuyor mu?
Eğitimi ve sporu bir arada en yüksek seviyede sürdürmek zor olsa da istendi mi her şey yapılıyor. Yüzme olimpik branşlar arasında en çok antrenman yapılması gereken dallardan bir tanesi ve yüzmeye ek olarak açık su yüzme ile de ilgileniyorum. TED Üniversitesi öğrencisini çok çalıştıran bir sisteme sahip, elektrik- elektronik mühendisliği mühendislikler arasında en ağır bölümlerden biri ve hukuk da eşit ağırlık dalları arasında en zor bölümlerden biri.
Sınavlar, ödevler, projeler, antrenman ve yarışlar sürekli üst üste geliyor. Böyle zamanlarda uykumdan kısmam gerekiyor. Günlük uykumu 1.5 saate kadar düşürdüğüm zamanlar oldu. Günde 3 saat uyuyup 5 saat antrenman yaptığım çok fazla gün oldu. Derslerin devam ettiği dönemde günlük uykum genelde 6 saatin üzerine çıkamıyor maalesef.
Üniversite eğitiminle birlikte nasıl bir gelecek hayal ediyorsun kendine? Yüzme dışında Elektrik elektronik mühendisliğinde de uzmanlaşmayı düşünüyor musun yoksa kariyerini yüzme üzerine mi inşa edeceksin?
Kendim için eğitim ve spor hayatımı beraber sürdürmeye çalışırken bir noktadan sonra gençlerin benim mücadelemi örnek aldığını gördüm. Bunu fark edince mücadelem benim için anlam değiştirdi. Eğitim ve sporun beraber götürülebileceğini, çocuğun spor veya eğitim arasında seçim yapmak zorunda olmadığını, hem ÖSYM sınavlarında hem de sporda dereceler yapılabileceğini, büyük yaşlarda da profesyonel olarak spor yapmaya devam edilebileceğini gösterdim. Sıradaki hedefim mesleki kariyerde yükselirken aynı seviyede spora devam edilebileceğini göstermek.
Yüzme antrenmanı için özellikle olimpik havuzlar veya deniz tercih ediliyor ancak uzmanlar, koronavirüs salgını sırasında suya girilmesini pek tavsiye etmiyor. Sen koronavirüs salgını sırasında antrenmanlarını nasıl sürdürüyorsun? Çalışmaların nasıl gidiyor?
Pandemi sürecinde 2.5 ay suya hiç giremedim. Normalde sezon arasında bile en fazla 3 hafta ara verebiliriz, su hissini kaybetmemek için günde 2 kez su antrenmanı yaparız. Yüzme ara vermeyi tolere etmeyen bir branş. Suya giremediğim 2.5 ay boyunca su antrenmanının yerini tutmasa da her gün evde çalıştım ve kilo almamaya dikkat ettim. Haziran başında tekrar antrenmanlara başladım. Performans düşüşü hakkında endişeliydim ancak evde yaptığım çalışmanın ve kilo artışının olmamasının faydasını gördüm. Şu an tahmin ettiğimden daha iyi gidiyorum.
“Basın, başarımı görmedi”
Samsung Boğaziçi Kıtalararası Yüzme Yarışı’nda 31 yıldır ilk kez, iki kadın, erkeklerin birinci ve ikincisinden daha iyi derece yaptı ve o iki kadından biri sendin. Özellikle bu yarış sonrası bir sitemin oldu ve “Basın benden hiç söz etmedi buna çok üzüldüm. Oysa biraz daha dikkat etselerdi benim de erkek yüzücülerden daha hızlı derece yaptığımı görürlerdi.” İfadelerini kullandın. Yarış sonrası eve döndüğünde medyada senin yerine erkek yüzücülerin yer aldığını görmek seni üzdü mü? O gün yaşadığın duygu ve hayalkırıklığını bize anlatabilir misin?
2019 Samsung Boğaziçi Kıtalararası Yüzme Yarışı’nda yaşadığım bir büyük olumsuzluk daha vardı. Onun üzerine basının başarımı fark etmemesi de geldi. Büyük tarihi bir başarı elde etmiş olsam da yarışmanın haberleri gündemden kalkana kadar birkaç gün boyunca sosyal medya kullanmadım. Daha sonra sosyal medyada Şirin Mine Kılıç’ın benim derecem ve basın hakkında yazısını gördüm. Bu benim moralimi düzeltti. Şirin Mine Kılıç bu konuda bana çok yardım etti, tekrar çok teşekkür ediyorum.
Medya/basının yüzmeye yeterince ilgi gösterdiğini düşünüyor musun? Düşünmüyorsan sence bu ilgisizlik neden kaynaklanıyor? Cinsiyetçiliğin bunda etkili olduğunu söyleyebilir miyiz?
Yüzme basında yeterince yer bulabilen sporlardan birisi değil ve bunun cinsiyetçilikle ilgili olduğunu düşünmüyorum çünkü başarılı kadın ve erkek sporcularımızın hiçbiri basında yer bulamıyor. Yüzme, futbol veya basketbol kadar çok tanınmıyor ve ilgi görmüyor. Basında futbol dışında diğer sporlara daha çok yer verilmesinin toplumun gelişimi için olumlu olacağını düşünüyorum. Yemek, su içmek, nefes almak gibi spor yapmak da insanların ihtiyacı. Her yaşta birey kendi yaşına uygun şekilde spor yapmalı. Yüzme de her yaşta rahatlıkla yapılabilecek bir spor.
“Yüzmede cinsiyet kalıplarını kırdığımı düşünüyorum”
Genel olarak Türkiye’de neredeyse tüm spor branşlarında kadınlar aleyhinde cinsiyet temelli ayrımcılıklar mevcut. Kadınlar, erkek egemen spor branşlarında ikinci plana atılmış durumda. Bu konu hakkında ne söylemek istersin? Bu seni üzüyor mu?
Bu durum tabi ki üzücü. Ama konu ne olursa olsun istenirse her şeyin elde edilebileceğini düşünüyorum. Yılmadan mücadele etmeye devam edilmeli.
Bu durum yüzmede de böyle mi? Bu gibi ayrımcılıklar var mı? Sen daha önce bir ayrımcılık yaşadın mı?
Yüzmede durum daha iyi. Yüzmede cinsiyet kalıplarını kırdığımı düşünüyorum. Açık suda yarışlar havuz yarışlarında gördüğünüz gibi her kulvarda bir kişi olacak şekilde yapılmaz. Yarışlar denizde küme halinde yüzülür. 2017 yılında ilk defa açık su yarışlarına girip milli takım kampına gittiğimde kamp boyunca erkeklerden oluşan en hızlı kümenin içinde yüzmüştüm, kamp sonunda yapılan test yarışında da tüm yarışı önde giden erkek grubunun içinde götürüp ikinci bitirmiştim. O zaman bu durum şaşkınlık yaratmıştı.
2019 yılında Datça’da 17 derecelik suda yapılan Açık Su Kış Yüzme Maratonu’nda 3km mesafesinde kadınlar& erkekler genel klasman birincisi oldum. Temmuz 2019’da Samsung Boğaziçi Kıtalararası Yüzme Yarışı’nda erkekler genel klasman birincisini geçerek boğaz tarihinde bir ilki gerçekleştirdim. Daha sonra 2020 yılı Boğaz yarışı için benim yaş grubum (19-24 yaş) kadınların katılım baraj derecesi boğaz tarihinde ilk defa aynı yaş grubu erkeklerden hızlı olarak belirlendi.
Türkiye’de kadın yüzücü sayısının yeterli düzeyde olduğunu düşünüyor musun? Düşünmüyorsan sence bu sayı neden az?
Yüzmede kadın-erkek sporcu oranında sorun olduğunu düşünmüyorum ancak diğer ülkelere kıyasla toplam yüzücü sayımızın az olduğunu düşünüyorum.
Peki bu sayıyı artırmak için ne önerirsin?
Türkiye’de daha başarılı yüzücüler yetiştirip uluslararası yarışlarda madalya kazanmak istiyorsak küçük yaşlarda çocukları daha yüksek oranda yüzmeyle tanıştırmalıyız. Daha çok çocuğun yüzmesi daha çok yetenek bulacağımız anlamına gelir.
“Yüzücü olmak isteyen genç kızlar! Önünüze engeller çıkacak, mücadeleden yılmayın!
Pek çok aile, “Kadınlar sporcu olmaz, spor erkek işidir” düşüncesiyle spora heves eden kızlarının önünde engel olabiliyorlar. Buradan o ailelere ve o ailelerin spor yapmak isteyen kızlarına ne söylemek istersin?
Bu ailelere önerebileceğim ve sorularını cevaplayabilecek çok güzel bir kitap var: Melis Alphan’ın yazdığı “Ben İstersem: İlham Veren Hayatlar”. Ben de dahil olmak üzere Türkiye’nin 11 ilinden kendi alanlarında başarılı 22 kızın hayat hikayelerini konu alan herkese ilham olabilecek bir kitap. Kitap tüm okurları için kadın erkek eşitliğinin altını çiziyor ve herkese hayallerini gerçeğe dönüştürmeleri için güç kaynağı olmayı amaçlıyor.
Son olarak, senin gibi başarılı bir yüzücü olmak isteyen kız çocuklarına ne söylemek istersin?
Yüzmeyi uzun yıllar boyunca yapmak isteyen herkese söyleyebileceğim şey istekli olmalarıdır. Spor onlara disiplinli olmayı ve zamanı iyi kullanmayı öğretecek. Bu iki beceriyi bir de istekle birleştirince önlerinde kimse duramayacak.
Konu her ne olursa olsun önce siz yapmayı isteyin ve yılmadan mücadele etmeye devam edin. Bunu defalarca söyleyebilirim. Önünüze her daim engeller çıkacaktır. Benim de her zaman önümde engeller oldu ve olmaya devam ediyor. Engeller, başarının değerini artırır. Engelleri aşmak sizi güçlendirir.
Eklemek istediğiniz bir şey var mı?
Güzel röportaj için Alan Savunması’na teşekkür ederim. (ASK)