Halil İbrahim Dinçdağ: “Böyle bir kararın çıkmasını bekliyordum, AİHM’e gideceğim”
ÖZDEMİR ATUĞ — Yargıtay 4. Hukuk Dairesi, bu hafta açıkladığı kararla eşcinsel olduğu gerekçesiyle işine son verilen hakem Halil İbrahim Dinçdağ’ın tazminat talebini oy çokluğuyla reddetti. Dinçdağ karar hakkında Alan Savunması’na konuşurken “Temyizden de ret kararı bekliyordum çünkü aslında mahkemeler birbirlerine pas atıyorlar” dedi.
Halil İbrahim Dinçdağ, Türkiye Futbol Federasyonu (TFF) bünyesinde hakemlik yaparken eşcinsel olduğunun öğrenilmesinin ardından federasyon tarafından 2009 yılında meslekten ihraç edilmişti. Federasyon, Dinçdağ’ın iş akdini sonlandırmasına gerekçe olarak ise cinsel yönelimini değil, Gülhane Askerî Tıp Akademisi’den (GATA) verilen ‘askerliğe elverişli değildir’ raporunu göstermişti.
Bu kararın ardından Dinçdağ, bu raporun basına yansıması ve cinsel yönelimi sebebiyle iş akdini sonlandırarak ayrımcılık yaptığı iddiasıyla aynı yıl TFF’ye dava açmıştı. 29 Aralık 2015’te davanın kısmen kabulüne karar veren İstanbul 20. Asliye Hukuk Mahkemesi, TFF’nin 3 bin lira maddi, 20 bin lira manevi olmak üzere 23 bin lira tazminat ödemesine hükmetmiş ancak hem TFF hem de Halil İbrahim Dinçdağ’ın avukatı bu karara itiraz etmişti.
Yargıtay, bu itirazlardan davalı TFF’ninkini kabul ederek manevi tazminat koşulları oluşmadığı gerekçesiyle bozmuştu. Dosyanın tekrar görüşüldüğü İstanbul 20. Asliye Hukuk Mahkemesi de Yargıtay’ın kararına uyarak, tazminat talebini reddetti. Bunun üzerine Dinçdağ’ın avukatı karar tekrar itiraz etti.
Tüm bu süreçlerin ardından Dinçdağ cephesinin itirazını görüşen Yargıtay 4. Hukuk Dairesi, geçen hafta oy çokluğuyla kişilik hakkının zedelenmesinden zarar gören kişinin manevi tazminat isteyebileceğini, manevi tazminatın istenebilmesi için gerçekçi koşulların oluşması gerektiğini ve davaya konu olayda manevi tazminat koşullarının oluşmadığını belirterek itirazı reddetti. Ancak heyet üyesi bir hakim karara muhalefet şerhi düştü.
“Kararı bekliyordum, AİHM’e başvuracağız”
Bu kararın ardından konuştuğum Dinçdağ, açıklananın beklediği bir karar olduğunu söyledi. 2009’da başlattığı sivil mücadelesini 2010’da hukuk mücadelesine dönüştürdüğünü söyleyen Dinçdağ, “Temyizden de ret kararı bekliyordum açıkçası. Çünkü aslında mahkemeler aynı yani, birbirilerine pas atıyorlar sadece. Bir de konunun hassas olması ve karşı tarafın da TFF oluşu kararlarını etkiliyor” dedi.
Dinçdağ, karar sonrası hissettikleri ve attığı adımlar hakkında şunları söyledi:
“Bu kararı bekliyordum ama beklerken hiçbir zaman umutsuzluğa kapılmadım. Dolayısıyla bu karara hiç üzülmedim çünkü Anayasa Mahkemesine de başvurduk. Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi’ne (AİHM) de başvuracağız. AİHM’e ön başvuruyu yaptık ve ön raporumuz kabul edildi, şimdi dilekçemiz heyette görüşülüyor. Oradan da kabul edilirse AİHM’de de süreç resmen başlayacak.”
“Karara muhalefet şerhi düşen hakimin açıklaması çok güzeldi”
Yargıtayın aldığı ret kararına muhalefet şerhi düşen hakim hakkında da konuşan Dinçdağ, ilgili hakimin neden muhalefet ettiğini belirttiği açıklamasının kendisini çok mutlu ettiğini söyledi.
“O hakim çok güzel, örnek teşkil edecek bir açıklama yapmış. Çok mutlu oldum” diyen Dinçdağ, “Ret veren hakimler ise neden reddetiklerine dair bir dayanak bulamamış, mantıklı bir sebep sunamamış. Bu çok düşük bir ihtimal gibi duruyor ama muhalefet şerhi düşen hakim sebebiyle Anayasa Mahkemesi itirazımızı kabul edebilir. Bunu ‘AİHM’e gitmesin, ülke içinde halledelim bu durumu’ diye düşünerek de kabul edebilir.” diye konuştu.
“Mücadelem sonuna kadar devam edecek, peşini asla bırakmayacak ve son noktaya kadar zorlayacağım” diyen Dinçdağ, AİHM’den çıkacak kararın yüzde 99 oranında kendi lehlerine olacağını söyledi.
“2009’da sosyal medya olsaydı bu kadar yalnız kalmazdım”
Dinçdağ, hukuk mücadelesinin başladığı 2010 yılında LGBTİ+’lar konusunda toplumun günümüzdeki kadar farkındalık sahibi olmaması sebebiyle yalnız kaldığını söyledi. “2009’da sosyal medya yoktu, bu sebeple biraz da o yüzden yalnız kaldım. Sosyal medya o zamanlar da şimdi olduğu kadar etkili olsa kesinlikle bu kadar yalnızı kalmazdım.” diyen Dinçdağ, şöyle devam etti:
“Benim dava sürecim 2010’da başladı ve şu an LGBTİ+ aktivistliği yapan genç kuşak çoğu insan, o zaman çocuktu. Şimdi hepsi gencecik, pırıl pırıl insanlar oldu ve bana ciddi oranda destek olmaya başladılar.”