Dilara Gedikoğlu: Cinsiyet ayrımı sadece sporda değil toplumdaki çoğu noktada karşımıza çıkıyor
Okul voleybol takımında sergilediği başarılı performansla dikkat çeken Dilara Gedikoğlu, kısa bir süre sonra Galatasaray’a transfer oldu ve burada Genç Kız Takımı’nda mücadele etti. Başarılı performansını burada da sürdüren Gedikoğlu, Galatasaray Genç Kız Takımı’nda kaptanlığa kadar yükseldi.
Tüm bunlar olurken henüz sadece 14 yaşında olan Gedikoğlu, yükselişini sürdürerek Galatasaray Voleybol A Takımı’na yükseldi. Ancak Gedikoğlu, 15 yaşına geldiğinde oldukça kritik bir sakatlık geçirdi. Öyle ki doktorlar, ona spor hayatının bittiğini söyledi.
Lakin sakatlık onu yıldırmadı. Gedikoğlu, mücadeleden vazgeçmedi ve eskisinden daha güçlü bir şekilde parkelere döndü ve bu dönüşten sonra kariyerinde kendisini bir sonraki adıma taşıyan bir transfer oldu.
20 yaşındaki voleybolcu, 2019’da ABD Kolej Ligi (NCAA) ekiplerinden Arizona Üniversitesi Kadın Voleybol Takımı’na transfer oldu. Gedikoğlu, burada henüz ilk yılında set başına 4.24 sayı ile 2019 yılı Amerikan Voleybol Konferansında listede yer alan Yılın çaylağı ödülüne layık görüldü.
Ammar Ovacı, eğitim hayatını da tam burslu olarak Arizona Üniversitesi’nde sürdüren Dilara Gedikoğlu ile voleybol kariyerini, sakatlık sonrası mental ve fiziksel olarak sağlığını nasıl koruduğunu, bu sakatlıktan nasıl bu kadar güçlü döndüğünü, ABD serüvenini ve sporda toplumsal cinsiyet eşitliğini konuştu.
Dilara Gedikoğlu: Doktorların çoğu, spor hayatımın bittiğini söylüyordu
Alanya’da okul takımında oynarken Galatasaray seni fark etti ve altyapısına transfer etti. Bu transferin senin için bir dönüm noktası olduğunu düşünüyor musun? Bu transferden sonra hayatında neler değişti?
Evet, tabiki de benim için büyük bir değişiklikti ve aynı zamanda hayallerimin birisinin gerçekleştiği zamandı… Hayatım tamamen değişmişti farklı bir il de, ailemden ayrı ve Galatasaray gibi büyük bir kulüpte oynamaya başlamıştım.
Burada kritik bir sakatlığın oldu ve bu sakatlık, henüz 15 yaşındayken spor kariyerinin sona ermesine bile neden olabilirdi. O süreçte neler yaşadın, bir daha voleybol oynayamayacağını düşündün mü? Ve bu sana neler hissettirdi?
O dönem 9 ay voleyboldan ayrı kalmıştım çok zor zamanlar geçirmiştim. Ön çapraz bağım kopmuştu ve ameliyatımdan 3 ay sonra romatizmal bir hastalık geçirmiştim. Açıkçası doktorların yorumlarından dolayı artık spor hayatımın biteceğini düşünüyordum çünkü gittiğim doktorların çoğu spor hayatımın bittiğini ve sağlığıma odaklanmamı söylüyorlardı ama doğru tedavi ve daha sonrasında iyi antrenmanlar yaparak o süreci atlattım.
TIKLAYIN- Fenerbahçe’den NCAA’ye: Ekin Çelikdemir: Kızlar! Başkaları için değil kendi hayalleriniz için oynayın
TIKLAYIN- Ekin Çelikdemir: Spor yapmak isteyen bir kıza bunun ‘erkek işi’ olduğunu söylemek, yapılabilecek en büyük kötülüktür
Galatasaray Genç Kız Takımı’nda kaptanlığa kadar yükseldin ve sonunda A takım ile sözleşme imzaladın. Buradaki tecrübeni ve sana kattıklarını nasıl anlatırsın?
Galatasaray’a ilk geldiğimde A takımı çok takip ederdim ve en büyük hedefimden biri A takıma imza atmaktı. Altyapıda ki son yılımda hem genç kız takımın kaptanlığını yapmak hem de A takımın kadrosunda bulunmak benim için gurur vericiydi ve aynı zaman çok iyi bir tecrübe edindim. Aynı sahada küçüklüğümden beri izlediğim oyuncularla birlikte bulunmak onlarla birlikte idman yapmak bana çok şey kattı.
Galatasaray’da oynarken hiç unutamadığın, sende iz bırakan bir an oldu mu? Bizimle paylaşabilir misin?
Altyapımın son yılında çok güzel maçlar oynanmıştı ama sonunu getirememiştik o yüzden içimde bir burukluk var. Ama oynadığımız grup maçları çok iyiydi. Şampiyonadaki en iyi grup bizim grup olarak gösteriliyordu çünkü grubumuzdaki tüm takımlarımız iyiydi. Gruptan 1. olarak çıkmamız için gruptaki son maçımız Fenerbahçe’ye karşı 3/0 almak zorundaydık ve o maçı o şekilde almıştık, heyecanı ve seviyesi yüksek bir maçtı.
“Türkiye’de hem profesyonel ligde oynayıp hem üniversiteyi bitirmek çok zor”
Galatasaray’daki başarılı performansının ardından 2019’da Amerika’ya, Kolej Ligi (NCAA) takımlarından Arizona Üniversitesi Voleybol Takımı’na transfer oldun. O süreç nasıl gelişti? Transfer teklifi alınca ne hissettin?
Amerika’ya gitme sürecim çok hızlı gelişti. Takım arkadaşım Cursty Jackson sayesinde gittim, beni Amerika’daki koleje önermişti. Kolej de daha sonrasında benim videolarımı izleyip bana teklifte bulundu. İlk başta hiç beklemiyordum ve çok şaşırmıştım.
Cursty bana ‘%100 bursla Amerika’da hem eğitimine devam edip hem de kolej liginde oynamak ister misin?’ diye sordu. Ben çok şaşırdım düşünmek istediğimi söyledim. Cursty bana Amerika’daki sistemi, eğitim hayatını ve voleybolu anlattı. Bu konuyu daha sonra arkadaşlarımla, ailemle ve antrenörlerimle bu konuyu tartışarak gitme kararı aldım.
Çünkü hem istediğim bölümde okuyarak üniversite diplomamı alacaktım hem voleybol oynayacaktım. Türkiye’de hem profesyonel ligde oynayıp hem üniversiteyi bitirmek çok zor ve hiçbir şeyin garantisi yok. Özellikle bunu sakatlandıktan sonra fark ettim.
Tekliften sonra ABD’ye transfer olma kararını vermek zor oldu mu? Bu süreçte neler yaşadın?
Evet, benim için zor bir karardı, sonuçta Dünya’nın öbür ucuna gidecektim ve tamamen farklı bir kültürde yaşayacaktım, yeni bir hayata başlayacaktım. Daha sonra bir önceki soruda da cevapladığım gibi herkese danışarak benim için en iyi olan kararı verdim.
Orada bir yıl gibi bir süreyi geride bıraktın geriye dönüp baktığında neler söylemek istersin? Genel bir değerlendirme yapabilir misin? “İyi ki gelmişim” diyebiliyor musun mesela?
Ben de zamanın nasıl bu kadar hızlı geçtiğini anlamadım. İlk yılım bitti bile, her şeyi dolu dolu yaşadım şu son bir yılımda hem okul hem maçlar çok yoğun geçti. Güzel anılar biriktirdim. O yüzden iyi ki gelmişim diyorum. Tabii zor zamanlar da geçirdim adaptasyon sürecinde ve akademik olarak ama her şekilde takım arkadaşlarım ve antrenörlerim çok yardımcı oldular.
Tabii eğitimini de burslu olarak Arizona Üniversitesi’nde sürdüreceksin. Üniversite eğitiminle birlikte nasıl bir gelecek hayal ediyorsun kendine? Voleybol dışında hangi meslekte uzmanlaşmak istiyorsun?
Şu an bölümüm diyetisyenlik ve aynı zamanda eğer yapabileceğimi düşünürsem spor yönetimini de katmayı düşünüyorum. Mezun olduktan sonra profesyonel olarak voleybol hayatıma devam etmek istiyorum daha sonrasında mesleğimle, yani diyetisyenlik üzerinde devam ederim diye düşünüyorum.
“Cinsiyet ayrımı sadece sporda değil toplumdaki çoğu noktada karşımıza çıkıyor”
Pek çok spor branşına oranla futbolda bu biraz daha az hissediliyor ama genel olarak Türkiye’de neredeyse tüm spor branşlarında kadınlar aleyhinde cinsiyet temelli ayrımcılıklar mevcut. Kadınlar, erkek egemen spor branşlarında ikinci plana atılmış durumda. Erkek sporcular ile kadın sporcuların antrenman şartları arasındaki farktan bile anlaşılıyor bu. Bu konu hakkında ne söylemek istersin ve sence bu neden kaynaklanıyor?
Ben kişisel olarak son yıllarda bu durumun daha iyiye gittiğini düşünüyorum. Diğer branşları pek bilmiyorum sonuçta bence bu durumun içinde olunca daha iyi anlıyorsun dışarıdan gözetlediğin kadar olmuyor ama voleybol konusunda kadınlara olan değer son yıllarda arttı ve pek ayrımcılık yapıldığını düşünmüyorum. En azından ben Türkiye’de oynadığım süreçte ayrımcılık yapıldığını düşünmüyordum.
Pek çok aile, “Kadınlar sporcu olmaz, spor erkek işidir” düşüncesiyle spora heves eden kızlarının önünde engel olabiliyorlar. Buradan o ailelere ve o ailelerin spor yapmak isteyen kızlarına ne söylemek istersin?
Cinsiyet ayrımında yapılan bu durum sadece spor değil toplumdaki çoğu noktada da maalesef önümüze çıkıyor. Biraz geleneksellik biraz da eğitim durumundan kaynaklanan ve ne yazık ki Türkiye’nin gerçeği bir durum. Yaptığımız spor hangi branş olursa olsun profesyonellik derecesine ulaşamasak bile hayatımızın bir parçasını düzenlediğinden kesinlikle teşvik olmalı. Gelişme çağında olan çocuklar, televizyon ya da telefonla geçireceği vakti sporla geçirmeli.
Kadın sporcular olarak özellikle Türkiye’de ve Türkiye medyasında hak ettiğiniz değeri gördüğünüzü düşünüyor musunuz?
Bu konuya cinsiyet değil de direkt branş olarak bakmak istiyorum. Dünyada da olduğu gibi Türkiye’de futbol en çok konuşulan branş. Futbolda yaşanılan başarısızlık bile diğer branşların başarısının önüne rahatlıkla geçebiliyor. Ama ben medyanın ve insanların algısının bu yönde değiştiğine inanıyorum. Artık toplumdaki belli bir grup bu durumun farkında olduğundan sosyal medyada kıpırdanmalar oluyor. Umarım böyle devam eder, her şey hakettiği değeri alır.
“Amerika’da sporculara değer veriliyor”
Bu durum ABD’de nasıl peki? Orada bu cinsiyet eşitsizliğini hissettiğin oldu mu? Kadınların ve kızların spora katılımı orada ne durumda?
Amerika’da cinsiyet eşitsizliği olduğunu düşünmüyorum. Sadece Amerikan futboluna aşırı hayranlık var bu yüzden kolejlerde onların üstünlüğü daha fazla olabiliyor çünkü daha fazla yatırım yapıyorlar ama bunun dışında tüm sporculara çok değer veriyorlar ve kesinlikle bunu sporcuya hissettiriyorlar.
Son olarak buradan spor yapan, senin gibi başarılı bir sporcu olmak isteyen gençlere ne söylemek ister, tüm bu eşitsizliklere rağmen sporun içinde kalma mücadelesi veren genç kızlara ne söylemek istersin.
Her ne olursa olsun pes etmemeleri ve çok çalışmalarını söylüyorum zaten bunları yaptıkları sürece başarıda gelecek ve başarı gelince daha fazlasın isteyeceksiniz…
Bundan sonraki hedefin ve hedeflerin neler? İleride yeniden Türkiye’ye dönmeyi planlıyor musun yoksa kariyerini ABD’de sürdürmek gibi bir düşüncen var mı?
Amerikada NCAA de takımımla birlikte final four da oynamak ve All American seçilmek en yakın zamandaki hedeflerim tabi bu süreçte akademik olarakda başarılı olmak mezun olduktan sonrada Avrupa’da veya Türkiye’de profesyonel olarak voleybola devam etmek istiyorum. (AO/ASK)