BM’den spor örgütlerine kadın cinsiyet testleri çağrısı: Onur kırıcı ve işkence olan testlerden derhal vazgeçin
Birleşmiş Milletler (BM), başta Dünya Atletizm Birliği olmak üzere transseksüel ve interseks sporculara cinsiyetlerinin belirlenmesi için test uygulayan spor örgütlerine bundan derhal vazgeçmeleri çağrısında bulundu.
Dünya Atletizm Birliğinin adil olmayan kuralları, kötü muamele ve işkence ile ilgili uluslararası hukuk kurallarını çiğniyor olabilir.
Birleşmiş Milletler (BM), spor örgütlerinin kadın sporcuların interseks ve trans sporcular olarak rekabet etmesini zorlaştıran yönetmelikleri derhal kaldırması gerektiğini söyledi.
Bu, Birleşmiş Milletler İnsan Hakları Yüksek Komiserliği’nin kadın sporculardaki testosteron seviyeleri ile ilgili bir tartışmada yaptığı en son müdahale.
Konuya ilişkin en bilinir olay, spor otoritelerinin Güney Afrikalı koşucu Caster Semenya’yı yarışlardan men etmesi. 800 metre Olimpiyat şampiyonu, daha yüksek testosteron seviyelerine neden olan interseks durumuna, hiperandrojenizme sahip.
Bununla birlikte, BM’nin yeni raporu bazı diğer davalara dikkat çekiyor. Bunlar arasında Hindistan’ın ilk açık biseksüel uluslararası sporcusu Dutee Chand da var.
Spor yönetmelikleri, cinsiyet özelliklerinde çeşitlilik gösteren kadınları hedef alıyor. Bu çeşitlilikler, “erkeklik” hormonu olan testosteron seviyesinin normalden daha yüksek olmasına neden oluyor. Spor örgütleri de bu durumdaki sporcuların diğer kadınlarla adil bir şekilde rekabet edemeyeceklerini iddia ediyor.
Sonuç olarak, spor otoriteleri onları invaziv testlere ve tıbbi olarak gereksiz prosedürlere maruz kalmaya zorluyor.
Birleşmiş Milletler: Acımasız, onur kırıcı ve hatta işkence
Bununla birlikte, tüm bu olanlar bilime değil ön yargıya dayanıyor. Dahası, BM İnsan Hakları Komiseri bu uygulamaların işkence ve eziyet, insanlık dışı veya onur kırıcı muamele hakkındaki uluslararası yasaları ihlal edebileceğini belirtti.
Raporda BM açıkça şöyle diyor:
“2018 IAAF [Dünya Atletizm Birliği] yönetmeliği, sporcuları herhangi bir değerlendirme veya müdahaleye girmeye zorlamasa da, sporcuları tıbbi olarak gereksiz olan bu değerlendirmelere girme ya da sağlıkları ve iyi oluşları üzerinde olumsuz etkileri olan müdahalelere maruz kalma seçenekleri arasında bırakıyor.
“Bu tür tedaviler ayrıca acımasız, insanlık dışı ve onur kırıcı muameleden, ceza ve hatta işkenceden uzak olma hakkının ihlali anlamına gelebilecek fiziksel ve bedensel bütünlüğe zarar verme riskini de beraberinde getiriyor.”
Bu da aslında yeni raporun, yönetmeliklerin ihlal ettiğini söylediği yasal haklardan sadece biri.
“Erkekler için benzer yönetmelikler yok”
Rapora yanıt olarak İnsan Hakları İzleme Örgütü de kuralları eleştirdi. ‘Erkekler için benzer yönetmelikler yok’ diyerek durumun özü itibariyle, ayrımcı olduklarını ifade etti.
İnsan Hakları izleme Örgütü açıklamalarına şu sözlerle devam etti: ‘Bu yönetmelikler damgalayıcı, basmakalıp ve ayrımcıdır ve sporda da toplumda da yeri yoktur. Kadınlığın ve ırksal özelliklerin keyfi tanımlamalarına dayanarak kadınların bedeni üzerinde kontrol sahibi olmaları anlamına geliyor.”
“Harekete geçin”
BM raporu, Uluslararası Olimpiyat Komitesi de dahil olmak üzere spor örgütlerine harekete geçmeleri için çağrıda bulundu.
Bununla birlikte, bu konu LGBT+ spor çevrelerinde dahi şaşırtıcı bir şekilde tartışmalı durumda.
Lezbiyen eski tenis yıldızı Martina Navratilova, trans sporcuların kadınlarla beraber yarışmalarına izin verilmesinin karşısında olduğunu belirtmesiyle birlikte en büyük tartışmayı ateşlemiş oldu.
Dünya Atletizm Birliği’nden eleştirilere yanıt: Kurallar gerekli
Gay Star News, Dünya Atletizm Birliği ile BM raporu ışığında politikalarını değiştirip değiştiremeyeceklerini sormak için görüştü.
Ulaşılan sözcülerden biri, şunları söyledi:
“Sizler de bizler de her iki taraf olarak kadın sporunda adil rekabet ortamının korunmasının önemine olan inanç konusunda ortak bir fikre sahibiz, yani kadınlar ulusal ve uluslararası yarışmalarda rekabet etmekte özgürler.
“Bunu yapmak için de sporda kadın kategorisinin korumalı bir kategori olmasını sağlamak gerekmektedir. Bu durum da bu kategorinin korunması için kurallar ve yönetmelikler olmasını zorunlu kılar, aksi takdirde bir sonraki kadın sporcu jenerasyonunu kaybetme riskini almış oluruz, çünkü kadın sporunda başarıya giden bir yol göremeyecekler.”
Dünya Atletizm Birliği sözcüsü açıklamalarına şu sözlerle devam etti:
‘Sadece bir kadın kategorisinin oluşturulması ayrımcıdır. Ancak meşru bir amaca ulaşmak için gerekli ve uygun bir yöntem olabilir.
Geçen yıl Spor Tahkim Mahkemesi’nin kadınlar için uygunluk yönetmeliğimizi onaylamasının gerekçesi de buydu.
Spor Tahkim Mahkemesi, yönetmeliği, kadın sporcularda adil rekabeti sağlamak adına “meşru bir amaca ulaşmak için gerekli, makul ve uygun bir araç” olarak kabul etmiştir.’ (CA/ASK)
*Canan Aldırmaz, bu haberi Alan Savunması için Gay Star News’ten çevirdi.