“Eşitsizliklerin giderilmesi için ünlü isimlerin farkındalık çalışması yapması gerekiyor”
2007’de başladığı NBA kariyerini, 2020’da basketbol yaşantısını noktalayarak sonlandıran Marcin Gortat; basketboldaki eşitsizlik, kadın basketbolcular ve basketboldaki homofobi ve cinsiyetçilik hakkında Alan Savunması’na konuştu.
Profesyonel basketbol kariyerine 2002 yılında ülkesinin takımı ŁKS Łódź‘da başlayan Marcin Gortat, katıldığı 2005 NBA Seçmeleri‘nde 2. tur 57. sıradan Phoenix Suns tarafından seçildi ve daha sonra hakları Orlando Magic‘e takas edildi.
Polonya’da doğup NBA‘e giden ilk oyuncu unvanını elinde taşıyan Gortat, 2007-2010 yılları arasında Orlando Magic forması giydi.
Burada takımıyla NBA finaline yükselen ve NBA’de final gören tarihteki ilk Polonya’lı olan Gortat, daha sonra sırasıyla Phoenix Suns, Washington Wizards ve Los Angeles Clippers formaları giydi.
2020’de basketbol kariyerini noktalayan 37 yaşındaki isimle, şu sıralar yaşantısını sürdürdüğü Polonya’nın Lodz kentinde bir araya geldik.
“WNBA, heyecan verici bir organizasyon”
Basketbolu bırakma kararınız hakkında 2020 Şubat ayında verdiğiniz bir demeçte “Zamanı gelmişti” ifadesini kullanmıştınız. Bunu biraz daha açabilir misiniz?
“Hayatın bana ne getireceğini görme isteğim, bu kararı almama sebep oldu ve neticede profesyonel basketbol kariyerimi sonlandırdım. Kariyerim boyunca çok güzel anlar yaşadım, tabii üzücü dönemlerimde oldu ama sonuç olarak baktığımda ‘iyi ki bu deneyimi yaşamışım’ diyebiliyorum. Üzgünüm ama pişman değilim” diye konuştu.
Amerika Ulusal Kadınlar Basketbol Ligi (WNBA) hakkında ne düşünüyorsunuz?
Son derece rekabetçi ve açıkçası heyecan verici bir organizasyon. ABD’de basketbol oynadığım sırada da, basketbolu bıraktığım ve ABD’den uzakta olduğum şu günlerde de heyecan ve merakla takip ediyorum. NBA ile birlikte ülkenin en çok izlenen organizasyonlarından biri. Kadın oyuncular gerçekten müthiş bir iş çıkarıyorlar.
“En beğendiğin kadın oyuncular kim veya kimler?”
Bu zor bir soru oldu çünkü WNBA’de oynayan pek çok oyuncuyu beğeniyorum ancak her izlediğimde beni etkileyen isimler arasında tabii ki yaşayan efsane Diana Taurasi’yi söylemeliyim. Onun dışında Sue Bird ve özellikle yükselen bir yıldız olarak Sabrina Ionescu’yu söyleyebilirim.
“Ücret eşitsizliği önemli bir sorun”
Basketbol federasyonunun NBA ile WNBA arasında, kadın oyuncular aleyhinde antrenman, yayın hakları, ekipmanlara ulaşım konusunda ayrımcı bir tutum içinde bulunduğunu düşünüyor musunuz?
Buna “Evet, iki organizasyon arasında yöneticiler tarafından uygulanan bir eşitsizlik var” desem açık bir şekilde haksızlık etmiş olurum. NBA oyuncularının eriştiği tüm imkanlara WNBA’de mücadele eden kadın oyuncular da rahatlıkla ulaşabiliyor. Reklam ve pazarlama konusunda da sadece ABD’deki değil, Avrupa’daki pek çok organizasyondan bile daha başarılı bir organizasyon. Hatta Avrupa’daki bazı futbol organizasyonlarından bile daha önde olduğunu söylemek mümkün. Ülkedeki ilgililer bu konuda çok iyi bir iş çıkarıyorlar. Rekabet konusunda da az önce söylediğim gibi heyecan verici bir lig. Bunu taraftarların ilgi ve teveccühün de de anlayabilirsiniz.
Bunun için kadın basketboluna ve basketbolculara hem taraftarlar hem de basketbolu yönetenler tarafından bir ayrımcılık yapıldığını düşünmüyorum. Bu konudaki tek eksiğin, bazı kulüplerde uygulanan ücret eşitsizliği olduğunu düşünüyorum. Bu önemli bir sorun.
Marcin Gortat (Vikipedi)
Ben de ücret eşitsizliği konusundaki düşüncelerinizi soracaktım. Bu eşitsizlik, fark edilebilir bir büyüklükte mi ve bunun giderilmesi için sizce ne gibi çalışmalar yapılmalı?
Fark edilebilir derecede ancak bu konuda sadece ABD’yi ve basketbol organizasyonunu eleştirmek haksızlık olur. Dünyada pek çok spor branşında, aynı branşta mücadele edip aynı kulüpte forma giyen pek çok erkek ve kadın sporcu arasında maddi olarak alınan karşılık konusunda bir eşitsizlik var. Yapılan iş, verilen mücadele aynı ancak kadınlar erkekler daha az kazanıyor.
Bunun önüne geçebilmek için hep birlikte mücadele etmeliyiz. Özellikle repütasyonu yüksek olan basketbolcuların bu soruna dikkat çekmeleri ve bunun için bir farkındalık yaratmaları gerektiğini düşünüyorum. Bu, bu sorunun tamamen çözülmesine yardımcı olmasa da bir mesafe kat edilmesinde önemli bir rol oynayacaktır.
“Ünlü isimlerin bir farkındalık çalışması yapması gerekiyor”
Bir de dildeki cinsiyetçilik ve LGBTİ+ fobi hakkında bir soru sormak istiyorum. 12 yıl boyunca, dünyada basketbolun zirvesi olan NBA’de forma giydiniz, bizlere buradaki LGBTİ+ fobi ve cinsiyetçiliğin boyutunu anlatmanız mümkün mü?
Ne yazık ki sadece basketbolda değil pek çok spor branşında, hatta uğraştığınız iş her ne olursa olsun genel olarak hayatın her alanında, kullandığımız sözcükler arasında pek çok ayrımcı, cinsiyetçi ifade yer alıyor. Basketbolda da durum farklı değil. Oyuncular da izleyiciler de sinirlendikleri, hoşuna gitmeyen olayların yaşandığı pek çok olay ve pozisyonda içinde cinsiyetçi ifade barındıran sözcüklerin olduğu küfürler kullanabiliyor. Özellikle oyuncular tarafından kullanılan soyunma odalarında oldukça cinsiyetçi ve homofobik ifadelerin kullanıldığını söyleyebilirim. Bunun önüne geçebilmek için de az önce de söylediğim gibi ünlü isimlerin yapacağı farkındalık çalışmalarının etkili olacağını düşünüyorum.
(Haber fotoğrafı: Vikipedi)