Başak Koç: “Kadından maç dinlemeye alışık bir toplum değiliz”
Türkiye A Milli Kadın Voleybol Takımı‘nın Olimpiyatlara giden yoldaki maçlarını anlatan kadın spiker Başak Koç milli takım kadar konuşulan bir isim oldu. Koç aldığı olumsuz eleştiri ve tepkiler hakkında konuştu.
12 yıldır maç anlatan, defalarca Avrupa şampiyonası maçları, Dünya Kupası maçları ve Şampiyonlar Ligi maçları sunan Başak Koç, Almanya finalindeki anlatımıyla tüm dikkatleri üzerine çekti.
Sosyal medyada bazı kullanıcıların, maç anlatımına dair olumsuz tepki ve eleştirilerde bulunduğu Koç, bu eleştirilere yanıt verdi.
2008 Pekin Olimpiyat Oyunları’nda voleybol maçlarını anlatmaya başladığını ifade eden ve eski bir milli voleybolcu olan, geçen seneye kadar 2’inci ligde de maçlara sporcu olarak çıkan Başak Koç, spikerliğe başlamasını şöyle anlatıyor:
“Sporu biliyorum, milli formayı giyen biriyim, aynı zamanda gazeteci biriyim, gazetecilik okulunu bitirmiştim. Çeşitli kurumlarda çalıştım. Çeşitli sunumlar da yapıyordum bir gün ‘neden maç anlatmayayım’ dedim. Bana şans verildi ve o günden bugüne yani 2008’den beri çok maç anlattım. Çok final gördüm ama bu maçın kıymeti bambaşkaydı. 12 senede çok maç anlattım, Dünya, Avrupa, Şampiyonlar Ligi’nde ama bu maç değer buldu. Olay olimpiyat olunca tüm dikkatleri topladık sanırım“.
“Kadından maç dinlemeye alışık bir toplum değiliz”
Bir kadından maç dinlemeye alışık bir toplumumuz olmadığını dile getiren Başak Koç aldığı olumlu ve olumsuz tepkilerin bile sevimli olduğunu belirterek “Kadından maç dinlemeyi ilk duyanlar ve garipseyenler oldu. Ön yargı ile yanaşanlar oldu. Beğenenler oldu, beğenmeyenler de oldu tabi, hepsi iç içeydi. Çok güzel geri dönüşler var, arada eleştiriler de var ama herkes sahiplendi. Türkiye bu sesi sahiplendi” şeklinde konuştu.
Maç sonrası kendisine gelen geri bildirimlerden de bahseden Koç, şunları söyledi:
“‘Anneannem, dedem sizi dinlerken çok mutlu oldular, gözleri yaşardı’ diyenler oldu. ‘Violet zamanından beri voleybol izliyorum, voleybol dinliyorum: Bu nasıl güzel anlatımdı’ diyenler var. ‘Anlatıma edebiyat, felsefe nasıl katılır, nasıl yoğrulur, hepsini gösterdi’ diyenler var. Diksiyonu beğenenler var. Ben sahada değildim maçı off tube olarak dar bir odada anlattım ama oradaymışçasına bize duyguyu yaşattın diyenler var. Maçı anlatırken sözlerimden biri olan Oleeyyy‘i sevenler olmuş, Woawww‘ı sevmişler. Hani Andre Gide’in lafı var ya -Açılmamış kanatların büyüklüğü bilinmez- sanırım bu söz herkesin içine işledi.”